Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişinin, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olacağı, tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğunun göz önünde tutulacağı, diğer bir deyişle; olay nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından ödenen zarar miktarının, kusuru oranında sorumlulara rücu edilebileceği, şu halde; rücuda teselsül olmayacağından ve davalı ASKİ'nin kusur durumu belirlenerek hüküm tesis edilmesi gerekeceği-
Önemli ölçüde tehlike arzeden işletmenin faaliyeti sırasında meydana gelen ölüm nedeniyle tazminat istemine ilişkin davada, davacı eşin rapor tarihi itibariyle 45 yaşında olduğu, 18 yaşından küçük 4 çocuğu bulunduğundan ve halen evlenmemiş olması nedeniyle evlenme ihtimalinin kalmadığı, buna göre evlenme şansı indirimi yapılamayacağı- Oluşan zarardan davalı üst işverenin denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve oluşan zarar ile eylemi arasındaki illiyet bağının kesildiğini ispat edememesi nedeniyle sorumlu olacağı- Olayın meydana geliş şekli, ölenin kusurunun bulunmaması, davalının kusuru, tarafların sosyal ekonomik durumu birlikte değerlendirildiğinde takdir edilen manevi tazminatların az olduğu- Haksız fiillerde faizin haksız fiilin işlendiği tarihten itibaren işletilmesi gerektiği- Islah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi hatalı ise de davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşacağından yasal faizin ıslah edilen miktar üzerinden ıslah tarihinden itibaren işletilmesi yönünde karar verilmesi gerektiği-
Davalıların aralarındaki adi ortaklık nedeniyle dışa karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları-
Adi yazılı şekilde taşınmaz satışı sözleşmesine dayanan edimin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle müspet zararın tazmini istemine ilişkin davada, davacının sözleşme gereği yüklendiği davalıların murisinin haciz borçlarını ödediğini sunduğu deliller ile ispat edemediği-
Uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir...
Davacı yanın 01.12.1999 tarihinde Banka'ya yatırdığı parasının banka yetkilileri tarafından KKTC’de kurulan paravan Off Shore Bank Ltd. kıyı bankası hesabına aktarıldığı ve iş bu davanın ise 16.02.2015 tarihinde açılmış olduğu dikkate alındığında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İlgili Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta müdürlüklerinin ….Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.nin 22.06.2015 tarihinde resen kaydının silindiğinin bildirildiği, davalının, dava tarihi itibariyle ticaret siciline kayıtlı ve tüzel kişiliği haiz iken, ticaret sicilinden terkin edilmekle hak ehliyeti ve bu suretle taraf ehliyetinin sona erdiği- Mahkemece, dava açıldıktan sonra terkin edildiği anlaşılan davalı şirketin ihya edilmesi için davacı tarafa süre verilerek şirketin ihyası için dava açmasının sağlanması, ihya gerçekleştikten sonra taraf teşkili sağlanmış olacağından bundan sonra yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak sicilden terkin edilmiş şirket hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davalılar arasında müteselsil sorumluluğun bulunduğu ve belirlenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının; ayrıca olay tarihi 27.06.2011 olmasına rağmen 27.06.2001 olarak gösterilmesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, yapı malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir...