Eldeki davanın davacı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili istemiyle açılmış olması karşısında, bir iptal davası veya idari sözleşmeden kaynaklanan dava olmadığı ve “tam yargı davası” niteliği taşımadığında da kuşku bulunmadığı- Tam yargı davalarının; ancak, her hangi bir idari eylem ve işlemden dolayı kişisel hakkın doğrudan muhtel olması hâlinde ve o kişisel hakkın sahiplerince açılabileecği-Asıl davada istem konusu yapılan tazminat alacağı esasında idarenin hizmet kusurundan kaynaklasa bile bu borcun davalı idareye kamu borcu niteliği kazandırmayacağı- İdarenin, kendi kusur oranına isabet eden tazminat miktarının davacı tarafından ödenmiş olması nedeniyle üçüncü şahıs olarak borçlu durumunda olduğu- Asıl davada kendi kusur oranına karşılık gelen tazminat miktarından daha fazla ödeme yapmak suretiyle davacı ile davalı arasında konusu para borcu olan bir alacak-borç ilişkisi söz konusu olduğu, belirtilen hususlara göre; tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan eldeki rücu davasının Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği-

1. Taraflar arasındaki “rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından davanın yargı yolu bakımından reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzeri ...