Taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle TMK'nin 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen “üst toprağa bağlıdır” kuralına ayrıcalık getirildiği, taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısmın, taşılan taşınmazın değil, ana yapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz’ü) sayıldığı, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkının tanındığı, hemen belirtmek gerekir ki taşkın yapıdan inşaat ve imalattan kastın, taşınmaza sıkı ve devamlı surette bağlı olan esaslı yapılar olduğu, diğer bir söyleyişle taşan yapının tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) niteliğinde olması gerekeceği-
Fazlaya ilişkin hak saklı tutularak zararın (alacağın) bir kısmı dava edildiğinde, kesinlik sınırının, zararın (alacağın), tamamı dikkate alınarak belirleneceği- Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davacı başlangıçta tam kusur oranı üzerinden istenen miktar ile bağlı olup, tam kusura göre yapılan istemden davalının kusur oranına göre indirim yapılması gerektiği- Tam kusura dayalı olarak açılan kısmi davada davalı tarafın kusur oranının daha düşük olduğunun tespit edilmesi halinde ve fakat talep edilen miktarın oluşan toplam zararın altında kaldığı değerlendirilerek (davanın ıslah edilmediği de dikkate alınarak) talep sonucunun tamamına karar verilmiş olmasının talepten fazlaya hükmedilmesi yasağına aykırı olduğu- 
Tazminat davası-
Şikayetçinin istemi, alacaklı bankaya ödenen paranın İİK'nun 361. maddesi gereğince başka hükme hacet kalmaksızın kendisine iadesine karar verilmesinden ibaret olup, şikayetçinin bu yönde bir talebi bulunmadığı halde, talebin aşılması sureti ile ".... haciz tarihinin ... olarak tespitine” de hükmolunması, HMK'nun 26/1. maddesi hükmüne aykırı olup, mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekir ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Her ne kadar, mahkemece, davalının itirazının asıl alacak yönünden kabulü ile takibin asıl alacak yönünden iptaline karar verilerek sonuca gidilmiş ise de, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun, alacaklı tarafça, borçlunun itirazının kaldırılması niteliğinde bulunduğu açık olup, uyuşmazlığın İİK'nun 68. maddesine göre çözümlenmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında mahkemece, dava konusu edilmeyen taşınmaz yönünden bir dava varmış gibi asıl dava konularından ayrı bir karar daha verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece, iş bu davacı için talep aşılmak sureti ile talep ettiğinden daha fazla miktar manevi tazminata hükmedildiği anlaşıldığından, mahkemece HMK.'nun 26. maddesi dikkate alınarak, davacı için dava dilekçesindeki talebe ilişkin hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde talep aşılmak suretiyle hüküm kurulmasının doğru olduğu-
Hakimin tarafların talep sonucu ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-
Davacı kendisi için tedbir nafakası talep etmiş olup tedbir nafakası yanında, talep aşılarak, davacı kadın ayrıca yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-