Dava dilekçesinde müşterek çocuk olarak gözüken kişinin annesinin ............... olduğunun tespitine ilişkin talep bulunmamasına rağmen, bu yönde hüküm kurulmak suretiyle talepten fazlasına karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın çok olduğu- Faiz isteği olmadığı halde, istek aşılarak faize hükmedilemeyeceği-
Mahkemece, emsal araştırması da yapılmak suretiyle, davacı yanın ihtarname keşide etmek suretiyle aylık 200 Euro talep ettiği ve bu bahisle taleple bağlılık kuralı gözetilerek hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde "tapu iptal ve tescil" talebi bulunmasına rağmen, tapu kayıtlarının takyidatlardan arındırılmasına ilişkin bir talep bulunmadığından ve ayrıca tapu kaydında lehine takyidat bulunanlar da davada taraf olmadığından, mahkemece taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek ve ayrıca davada taraf olmayanlar hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesine aykırı bir biçimde hafta tatili, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin, davacının dava dilekçesinde belirttiği tarihten farklı bir tarihten itibaren hesaplanmasının ve mahkemenin bu hesaplamaya göre hüküm tesis etmesinin talep aşımı mahiyetinde olduğu- Hafta tatili izninin kesintisiz en az yirmidört saat olduğu, bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izninin kullanıldığından söz edilemeyeceği, hafta tatilinin bölünerek kullandırılamayacağı, buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatilinin hiç kullandırılmamış sayılacağı-
Mahkemece, kıdem tazminatı bakımından hüküm tesis edilmiş ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacağın, ıslah dilekçesiyle istenilmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, davacının dava dilekçesindeki talebi dışına çıkılmak suretiyle, bilirkişi raporunda belirlenen kıdem tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, dava dilekçesinde talep ettiği hafta tatili bakımından olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmemesinin de kararın bozulmasını gerektirdiği- Davacının ihbar tazminatı talebi olmadığı halde, kararın gerekçesinde "Davalı işveren tarafından ihbar önellerine uyularak yapılmış bir fesih ihbarı yoktur. Davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmıştır." denilmesinin yerinde olmadığı, gösterilen gerekçenin dosya kapsamına uygun olmamasının doğru olmadığı-
Somut uyuşmazlık incelendiğinde asıl dava ve karşı dava dilekçelerinde talep miktarlarının 1.000,00 TL olduğu ve her iki dava yönünden de yargılama devam ederken ıslah ile talep miktarı arttırılmadığına göre her iki davada talep aşılarak yazılı şekilde alacağa karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı tarafça, davacı tarafa yemin teklif edilmek istendiği bildirilmesine rağmen bu hususta bir işlemin tesis edilmediği, hal böyle olunca mahkemece davalıdan yemin sorusu alınmalı ve sonrasında yeminle ilgili usuli işlemler tamamlanarak davacı duruşmaya davet edilmek suretiyle yemin teklifinde bulunulması, davalı tarafın yemin teklifi davacı asile usulüne uygun şekilde bildirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği- Davacının, 18.07.2012-23.09.2013 tarihleri arasında davalı nezdinde çalışmış olsa da, dava dilekçesinde 2013 yılının Nisan ayından sonraki dönemdeki ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmediğini belirterek yalnızca bu dönem bakımından talepte bulunduğu, mahkemece, taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde tüm çalışma dönemi dikkate alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Davacının 01.09.2014 tarihinde iş akdini feshettiği dosya içeriğine göre sabit olup ve ayrıca dava dilekçesinde açıkça 01.09.2014 tarihinde iş akdinin feshedildiğinin beyan edilmesi karşısında hükme esas alınan bilirkişi raporunda HMK’nun 26.maddesine aykırı bir biçimde talep de aşılarak davacının işten çıkış tarihinin 03.10.2014 olarak kabul edilmesi ve hizmet süresinin bu tarih esas alınarak tespiti ile talep edilen fazla mesai ücret alacağının da 01.09.2014 tarihine kadar hesaplanması gerekirken bu hizmet süresine göre hesaplanıp hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
HMK’nun 26. maddesine aykırı bir biçimde talep aşılarak davalı şirket yönünden talep edilen miktardan daha fazla miktar kıdem tazminatına kabulüne karar verilmesi talep aşımı olup, kararın bu yönden hatalı olduğu-