Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
Boşanma kararı kesinleşmesine rağmen davacıya ait konutta davacının rızası hilafına haksız olarak oturmaya devam ettiği iddia edilen davalı eski eşe karşı açılmış ecrimisil davasının (dava dilekçesinde, davalı aleyhine 15 aylık kira parasının ödenmesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de) asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Takip talebinde ve ödeme emrinde % 25 oranında reeskont faizi talep edilmiş olup, mahkemece % 25 oranını aşmayacak şekilde hüküm tesisi gerekirken, HMK. m. 26’ya aykırı talep aşımı olacak şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda mahkemece, davacı yanca usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen vakıalar dikkate alınarak davacı-karşı davalı erkeğe kusur yüklenilmesinin doğru olmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında, mahkemece davacı- karşı davalı kadına yüklenen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadın tamamen kusurlu olduğu ve davalı-karşı davacı tarafa yüklenecek kusurlu bir davranış ispatlanamadığı halde davalı-karşı davacı davacı kadının boşanma davasının reddi gerekeceği-
Ön inceleme duruşmasına kadar usule uygun şekilde dava veya cevaba cevap dilekçesi ile tazminat talebinde bulunmayan davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesinden sonra verdiği beyan dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında davalı-karşı davacının bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de mevcut olmadığından, mahkemece olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte, bir maddi ve manevi tazminat talebinin mevcut olmadığı, bu durumda; davacı-karşı davalı kadının tazminat talepleri hakkında "Usulüne uygun ileri sürülmediğinden karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde, bu konuda yazılı şekilde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kat malikleri kuruluna yönetici atanması istemine ilişkin mahkemece davalı site işletme kooperatifine yönetici atanmış olmasının taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Davacının dava dilekçesinde, ecrimisil isteminin yanı sıra elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep ettiğinin de anlaşıldığı, mahkemece, bu talep de değerlendirilerek sonucuna göre, olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekeceği-
Talep edilen toplam alacak tutarı üzerinden alınması gereken nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü oranındaki peşin kısmının mahkemece Harçlar Kanunu'nun 30-32. maddelerindeki usul uygulanarak tamamlatılmadıkça davanın esasına girilemeyeceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekili dava dilekçesi ve diğer aşamalardaki dilekçeleri uyarınca, davacı tarafça mahkemeden tespit ettirilen eşyaların değerinin yarısı üzerinden talepte bulunulduğu halde, mahkemece eşyaların değerinin tamamı üzerinden hüküm kurulmak suretiyle talepten fazlasına karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kadastro tespitine itiraz- Dava dilekçesinde talep edilenden fazlasına hükmedilmesi suretiyle her iki parselin de "tarla" olan vasıflarının mahkemece re'sen, "meşelik" ve kısmen "meşelik" ve "zeytinlik" olarak değiştirilmesinin hatalı olduğu, bu hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Erkeğe yüklenen eşini aldattığı vakıasına yönelik tanık beyanları kadından duyuma ilişkin olup, kanıtlanmadığı gibi tanık beyanına göre kadının aktardığı bu vakıadan sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirip bir süre birlikte yaşadıklarının anlaşıldığı, bu durumun, önceki yaşanan olaylardan dolayı eşlerin birbirlerini affettiklerini veya en azından hoşgörüyle karşıladıklarını göstereceği, bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Davalı erkeğin kusurlu bir davranışı ispatlanamamış olup kusursuz olan eş aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Mahkemece bozma kararma uyulmakla yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, usuli kazanılmış hak hususu gözetilmeksizin bozma üzerine verilen temyize konu kararda kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasının artırılarak 250 TL'ye çıkarılması doğru olmadığı gibi, davacı kadının 200 TL yoksulluk nafakası talebi olduğu halde talep aşılarak aylık 250 TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-