İlamlı icrada dayanak ilamda hüküm altına alınan ulusal bayram ve genel tatil, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının brüt olarak istendiği, bunların nete çevrilerek fazla istenen işlemiş faiz kalemlerinin iptaline yönelik olmasına rağmen mahkemece bozma ilamı sonrası aldırılan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına işlemiş faiz kalemleri yönünden kısmen iptal kararı verilmiş olup, bu durumun taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı andaki projeye göre inşaat yapılamadığı için sözleşmede belirlenen dairelerin bire bir karşılığı bulunmadığı gibi sözleşmeye göre tapu iptal tescil talebinin kabulünün de mümkün olmadığı- Davacıya verilen bağımsız bölüm ile sözleşmeye göre verilmesi gereken bağımsız bölüm arasındaki farkın davacıya verilmesi bunun yanı sıra yapılan bağımsız bölüm sayısı azaldığından fiiliyattaki eksilme nazara alınarak davacıya verilecek diğer bağımsız bölümden ne kadar hisse verilmesi gerektiği belirlenerek davacıya verilmesi gerektiği- Davacı iki adet bağımsız bölüm için iptal ve tescil talebinde bulunmuşken talep aşılmak suretiyle davacıya üç bağımsız bölüm tapusu verilmesinin de hatalı olduğu-
Dava dilekçesinde “ferağa icbar, tapu iptali, tescil talebimden ibarettir”, talep sonucunda “gayrimenkulün davalılar üzerindeki tapusunun iptaline ve adıma tesciline, adıma tescili mümkün olmadığı takdirde, davalılara ödediğim 150.000TL’nin (fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla (bugünkü değerinin tespiti ile tarafıma verilmesine) reeskont faiziyle birlikte alınarak bana verilmesine…” şeklindeki açıklamalara yer verildiği, “izahı” başlıklı paragrafında ise talebe ilişkin açıklamaya yer vermediği, yargılamanın devamı sırasında davanın da ıslah edilmediği anlaşıldığında davacının isteminin davalıya ödediği bedelin bugünkü değerinin tahsiline ilişkin olduğunun kabul edileceği- Denkleştirici adalet ilkesi gereğince; ödenen satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı alım gücünün belirlenerek, bu miktarın rayiç bedelini aşmamak üzere yükleniciden tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece aldırılan raporda davalıların kusur oranlarının belirlendiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı olan .......... TL’in tamamının davalıların kusur oranları gözetilmeksizin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, HMK'nun 26ç maddesi uyarınca, hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar verilemeyeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan miktarın davalının kusuruna denk gelen kısmına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan ......... Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı uzman doktorlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinin ........ tarihli raporunda davacının %90 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği belirtilmiş ise de, dava dilekçesinde maluliyet oranı %33 ile sınırlandırıldığı halde talep aşılarak davalının %90 malül olduğu kabul edilerek bu doğrultuda hazırlanan bilirkişi heyet raporuna göre hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
Hak edeceği tazminat miktarı saptanan ve taleple bağlılık ilkesi gereği bir kısmı hüküm altına alınan davacının, eldeki davada hüküm altına alınmamış bakiye kısım için ek dava açabileceği ve ek davada bakiye kısım için hatır indiriminin değerlendirilebileceği, eldeki davada dava değeri nedeniyle hatır indiriminin yapılmamasının esasen yapılması gerekli bir indirimin yapılmaması ile davacı taraf lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı dikkate alınmak suretiyle, hüküm altına alınan .............. TL'lik maddi tazminat alacağından, Dairemiz'in yerleşik uygulamaları gereği %20 oranında hatır indiriminin yapılması gerekip gerekmediğinin hükümde tartışılması (davacının, arkadaşı olan ......'ın idaresindeki araçta yolcu olduğu dikkate alınarak) ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira tazminatı istemine ilişkin davada, ifanın gecikmesi halinde kira tazminatı talep edilebilmesi için teslim anında ihtirazı kayıt ileri sürülmesine gerek olmadığı, bu sebeple ihtirazı kayıt olmaksızın geç teslimden ötürü kira tazminatı istenebileceği, ihtirazi kaydın ise, 'ifaya ekli cezai şart'ın sözleşmede yer alması halinde ileri sürülmesi gerekeceği- İşyeri niteliğindeki bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgesi alınmadan kiraya verilmesinin mümkün olmadığı ve teslimin yapı kullanma izin belgesi alınmasına kadar hukuken gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, aynı zamanda anılan işyeri niteliğindeki bağımsız bölümlerin arsa sahibince haricen kiraya verilmesi halinde de kira tazminatı istenemeyeceği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenici tarafından yapılan dairelerin henüz arsa sahiplerine teslimi gerçekleşmediğinden, zilyetliğin doğal olarak yüklenicide olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumun aksini ise, yüklenicinin ispat edebileceği- Islah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde talep edilmeyen tedavi giderinin, ıslah dilekçesiyle talep edilmesinin mümkün olmadığı, bu yöndeki kararın, dava dilekçesindeki talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı gözetilerek, davacının tedavi giderine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Murisin, mirasçılardan mal kaçırmak maksadıyla yaptığı muvazaaya dayalı devir ve temlikler geçersiz olduğundan, davaya konu taşınmazları o şekilde iktisap eden davalının bu taşınmazları işgali iyiniyetli sayılamayacağı ve dolayısıyla kendisinden mal kaçırılan mirasçı davacı, murisin (ölüm) tarihinden (zamanaşımı def’i durumunda sürenin 5 yıl olduğu dikkate alınarak) başlayarak dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisil isteyebileceği- Açılmış olan tapu iptal tescil davası, eldeki davanın sonucunu etkileyeceğinden, o davanın kesinleşmesi beklenmesi gerektiği- Ecrimisil davalarının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve bu sürenin dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlayacağı- Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirleneceği- Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği- Raporlar arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulamayacağı-Mahkemece 2009 ve 2010 yılları için talebi aşarak bu yıllara ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen miktarlara hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Somut olayda, davacı tarafça talep edilmediği halde, eski hale getirme bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığından, sözleşme uyarınca davacıya verilmesi gereken toplam m² ile fiilen verilen arasında oluşan zarara dayalı tazminat bedelinin, bilirkişi marifetiyle tespit edilip, hüküm altına alınması gerektiği-