Miras bırakanın intifaı üzerinde bırakarak, çıplak mülkiyetini ba-ğışladığı taşınmaz malın, MK. m.565/3 hükmü uyarınca, mutlak tenkise tâbi, ölümle tamamlanan hibeler niteliğinde olmadığı -
Muris muvazaası olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle bir «nisbi (vasıflı) muvazaa» türü olduğu, miras bırakanın, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacı ile gerçekte bağışlamak istediği taşınmazını tapuda satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi yaparak elinden çıkardığı, bu durumda görünürdeki sözleşmenin tarafların gerçek iradelerine uymaması, gizli bağış sözleşmesinin de «resmi şekil» koşulundan yoksun olması nedeniyle geçersiz olduğu-
Açılmış olan «muris muvazaası»na dayalı davalarda, «miras bıra-kanın sağlığında, davacılara da taşınmazlarının bir kısmını bedelsiz veya sembolik bedellerle temlik etmiş olduğu»nun ileri sürülmesi halinde, bu hususun araştırılarak, miras bırakanın gerçek amacının tesbit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği (Miras bırakanın mevcut taşınmazlarını, tüm mirasçılarına ayrı ayrı temlik etmesi halinde mirasçıları arasında gerçekten bir paylaştırma yapmak amacı gütmüş olup olma-dığının araştırılması gerekeceği) -
«Muris muvazaası»na dayalı davalarda muvazaaya «karine» teşkil eden bulgular ve mahkemece araştırılacak hususlar («Miras bırakanın satma gereksinimi içinde bulunmaması»nın, «satışların düşük değerle gerçekleştirilmiş olması»nın, «mirasçılardan mal kaçırma, onları miras haklarından yoksun bırakma amacıyla hareket edilmiş olması»nın, «satış bedelinin,miras bırakanın ölümünden sonra terekeden çıkmamış olma-sı»nın, «miras bırakanın, sattığı taşınmazda ölünceye kadar oturmaya devam etmiş olması»nın, «davalının satış bedelini ödeme gücüne sahip olmaması»nın vb. miras bırakanın muvazaalı işlem yapma kasdını gös-tereceği) -
Miras bırakanın, istemediği evlilik yapan mirasçısını (kızını/oğ-lunu) mirasından mahrum etmek amacı ile yaptığı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptalinin istenebileceği -
Miras bırakanın, sahip olduğu taşınmazı «bağışladığı şahsın kendi-sinden önce ölmesi halinde, mülküne dönmesi» koşuluyla bağışlamış olması halinde, bu bağışın «sağlararası tasarruf» sayılacağı, MK. 565/3’de öngörülen bağış» niteliğinde kabul edilemeyeceği, ancak MK. 565/4’deki koşullar çerçevesinde tenkise konu olabileceği -
Tenkis davasında, tercih hakkının kullanıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği -
Tapusuz taşınmazlar menkul niteliğinde olduğundan, satış ve bağış-lanmalarının şekle bağlı olmadığı - Miras bırakanın, tapusuz taşınmazını davalıya gerçekte bağışladığı - halde, görünüşte tapuda «satış» biçiminde yaptığı işlemin muvazaa nedeniyle iptalinin istenemeyeceği, ancak tenkis davasına konu olabileceği -
Miras bırakanın, saklı payı ortadan kaldırmak (zedelemek) amacı ile tasarrufta bulunmuş olması halinde, «temlik olunan» ve «temlik olunmayan» tüm mallarının değerlerinin tesbit olunarak tenkis hesabının yapılması gerekeceği -
Mirasbırakan ile mirasçısı arasında mirastan feragat sözleşmesi yapılabileceği, bu suretle mirasçının saklı payından ya da miras payından feragat edebileceği -