Taşınmazın satış tarihlerindeki değeri belli olmadığından, mahkemece öncelikle mahallinde keşif yapılarak taşınmazın satış tarihlerindeki değeri yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, icra takip dosyası istenerek takip alacaklısı ile davalının aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi, aynı kişi ise tasarrufun 6183 s K. mad. 29/1-2 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişi ile davalı borçlunun aynı yer nüfusuna kayıtlı olması ve davalının borçluyu tanıdığını beyan etmesi karşısında, bu tasarrufun 6183 s. K. mad. 30. maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının takdir edilmesi gerektiği- Her iki tasarrufunda iptale tabi olduğunun tespiti halinde, davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, davalının taşınmazı elden çıkardığı tarihteki değeri oranında 6183 s. K. mad. 31 gereğince takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tazminatla sorumluğuna karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin, ortağı davalıya yaptığı araç satışına ilişkin tasarrufun İİK. mad. 280 gereğince iptale tabi olduğu- İİK 283/2 madde gereğince 3.kişinin tazminat sorumluluğu dava konusu malı elden çıkardığı tarihteki malın değeri kadar olduğu ve borçlu hakkındaki takip devam ettiğinden hükmedilen tazminata ayrıca faiz uygulanmayacağı-
Davacının, davalıdan olan kesinleşmiş mahkeme hükmüne dayalı alacağının karşılıksız bırakılması amacı ile davalılar arasında danışıklı olarak davalı borçlunun parası ile davalı üçüncü kişi adına taşınmaz alındığı iddia olunduğuna göre davanın muvazaa hukuksal nedenine dayandığının kabulü gerektiği- Mahkemece, davanın dava dilekçesinde namı müstear olarak nitelendirilmiş bulunmasından dolayı reddinin hatalı olduğu, bunun yerine, davacının amacı, davalı üçüncü kişi adına tescilli taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteyerek alacağına kavuşmak olduğundan, mahkemece, davacının alacağını almasını sağlayacak biçimde, İİK. mad. 283/1 uyarınca, kaydın iptaline gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceğine ilişkin düzenlemeye benzer bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı 3.kişinin, borçlunun eşinin kardeşinin torunu olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve davalı borçlunun aynı gün dört taşınmazını birden davalıya satmış olması hayatın olağan akışına uymadığı anlaşıldığından, davalı 3. kişinin borçlunun amacını ve durumunu bilerek hareket ettiğinin kabulü ile davanın İİK. mad. 280/1 gereğince kabulü ile davalılar arasındaki tasarrufun takip konusu alacak ve ferileriyle iptaline karar verilmesi gerekeceği- Dava dışı 4. kişinin davaya dahil edilmesi istendiğinden, bunun için davacı vekiline süre verilmesi ve 4. kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanması halinde davanın kabulüne, aksi halde, davalı 3. kişi hakkındaki davanın İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, bilirkişiden davalı 3. kişi tarafından malın elden çıkarıldığı tarihteki değeri yönünden rapor alınarak bu değer nispetinde ve davacının takip konusu alacak feriyle sınırlı olarak davalı 3. kişinin tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Aciz belgesinin karar düzeltme aşamasında dahi sunulması mümkünse de, aciz halinin belirlenmesi, dava şartı olup mahkemece, davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazın kıymetinin belirlenmesi ve üzerindeki takyidatlar da nazara alındıktan sonra davacı alacağını karşılayacak değerde olup olmadığı tespit edildikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği- Davanın sadece bir taşınmaz yönünden kabul edilmişse de, bu taşınmaza alıcı çıkıp çıkmayacağı belli olmadığı gibi ne zaman satılabileceği ve o tarihteki borç miktarını karşılayıp karşılamayacağı da belli olmadığından, tasarrufun iptali davasına konu her iki taşınmaz yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İptal davası üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu değere taalluk ediyorsa bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edeceği- Dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş farkın tek başına tasarrufun iptaline karar verilmesi nedeni olmadığı-
Üçüncü kişi konumundaki davalının elinden çıkması halinde, malı elinde bulunduran 4. kişi konumundaki kişinin kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması durumunda, 3. kişi konumundaki davalının tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacaklı davacının alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edileceği- Kayınpeder damat olan davalılar arasında yapılan tasarrufun iptali gerektiği- Davanın kabulü ile hem yapılan tasarrufun iptali ile icra dosyasındaki takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesine hem de bu taşınmazın satışı sonucu dosyadaki alacağın karşılanmaması durumunda kalan kesiminin davalı üçüncü kişiden tahsiline şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu ile kardeşi arasında yapılan tasarrufların iptali gerektiği- 4. kişi hakkındaki davanın kabul edilebilmesi için kötü niyetli olduğunun davacı alacaklı tarafından kanıtlanması gerektiği- 4. kişinin kötiniyetinin kanıtlanamaması halinde, borçlu ile hukuki muamelede bulunan davalı 3. kişinin, borçlu davalının taşınmazı elden çıkardığı tarihteki keşfen belirlenen gerçek değerini geçmemek kaydıyla ve de alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
Yasanın 283/2. maddesi hükmünce iptal davası üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu değere taalluk ediyorsa bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkum edeceği, dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş farkın tek başına tasarrufun iptaline karar verilmesi nedeni olmadığı-
«Temlikin iptali» istemiyle açılan tasarrufun iptali davalarında, «dava konusu temlik tasarrufunun, gerçek bir borç ödemesine ilişkin olup olmadığı»nın araştırılması gerekirse mahkemece bu konuda tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-