Borçlu davalı hakkında devam eden bir icra takibi bulunması nedeniyle hakkında yeniden tahsil kararı verilmesine gerek olmamasına, davalıların borçlu davalının alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanamadığından, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerekeceği-
11. HD. 02.07.2012 T. E: 2011/5155, K: 11647-
Üçüncü kişi davalının iptal davasına konu edilen taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekeceği, bozmaya uyulması halinde davanın tarafları yararına usulî kazanılmış hak oluşacağından, yerel mahkemenin yeniden araştırmaya girerek davanın kabulü ve yapılan tasarrufun iptaline karar vermesinin hatalı olacağı-
Takip dayanağı ilam İİK.nun 277 ve müteakip maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası sonucunda, aynı yasanın 283/2. maddesi gereğince bedele hükmedilmesine ilişkin olup; bu tür kararlarda amaç yalnızca borçlunun tasarrufuna konu ettiği maldan alacaklının alacağının tahsili olanağını sağlamaktan ibaret olup, tapu kaydının iptaline yönelik bir hüküm yer almayacağından söz konusu ilamın bu haliyle ayni değil şahsi hak doğurur nitelikte olup HUMK.nun 443/4.maddesi kapsamında kalmadığından infazı için kesinleşmesi şartı aranmayacağı-
Davalı üçüncü kişinin, işvereni olan borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu- Borçlu şirketin dava konusu taşıtlarını işçilerine satışına ilişkin tasarrufun iptali davasında, davalıya satılan aracın dava dışı başka bir kişiye devredilmesi nedeniyle eldeki davanın aracın elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri oranında bedele dönüştürülmesi talebi gözetilmeden yazılı şekilde tasarrufun iptali kararı verilemeyeceği- Tasarrufun iptali davalarında, vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali kararının infazı için kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
6183 s. K. mad. 24 vd. dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın, borçludan taşınmazı satın alan üçüncü kişinin malı elinden çıkarması sebebiyle bedele dönüştüğü gözden uzak tutulmadan, işin esasına girilerek görülmesi gerekeceği-
Taşınmazı üçüncü kişiden alan kimse ile (dördüncü kişi), dördüncü kişiden alan kimsenin (beşinci kişinin) ancak kötü niyetli olduklarının kanıtlanması durumunda, bu davalılar hakkında tasarrufun iptali davasının kabul edilebileceği- Davacı alacaklı tarafından üçüncü kişiden sonra gelen davalıların kötü niyetli oldukları isbat edilmediğinde, İİK’nun 283. maddesine göre, davanın bedele dönüştüğü dikkate alınarak, mahkemece davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri belirlenerek, belirlenen bu değer oranında (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekeceği-