Tasarrufun iptali davası sonunda taşınır ya da taşınmaz mülkiyetinin el değiştirmeyeceği, sadece alacaklının takip konusu alacağının tahsili olanağı sağlanacağı- Şikayete konu taşınmaza haczin konduğu tarihte, taşınmaz takip borçlusu adına kayıtlı olmadığından, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının kabul edilerek davalı borçlu tarafından 3.kişilere satışı yapılan taşınmazlar yönünden tasarrufun iptaline karar verildiği anlaşıldığından dosyalardan yapılacak tahsilatların eldeki dosya yönünden mükerrerlik oluşturmayacak şekilde tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmamasının davacının isteğine bağlı olduğu ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi için kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen vyea bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanması gerekeceği, bu durumda 4. kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri olduğu-
Davalı  borçlular adına davacı banka tarafından haciz konulan menkul ve gayrimenkuller bulunduğundan ve bunların bir kısmıyla ilgili kıymet takdiri yapılmadığından ve hacizli mallar satılmadığından alınan haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz belgesi olarak kabul edilemeyeceği, öncelikle mahkemece davacı alacaklıya her borçlu için İİK. mad. 143 kapsamında kat'i aciz belgesi sunması için süre verilmesi, aciz belgesi sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın ön koşul yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı ile davalı borçlular arasında kredi sözleşmesi yapılmış ise bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun dava ve takipten önce ödendiği, eldeki davanın ise sonraki kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen senetten doğduğu anlaşıldığından, takip konusu alacağın, sonraki kredi sözleşmesinden doğduğunun kabulü gerektiği- İptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan önce yapılmış olması halinde, davanın ön şart yokluğundan reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği- Borçlu tarafından davalı 3. kişiye, 3. kişi tarafından da davalı 4. kişiye satılan parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de, ancak anılan parselle ilgili dava dışı bir başka kişi tarafından davalılar aleyhine açılan şuf'a davasının kabul edildiği ve taşınmazın bu şufa davasını açan kişi adına tescil edildiği anlaşıldığından, anılan parsel yönünden eldeki davada hükmün infaz kabiliyeti bulunmadığı, bu parsel yönünden, mahkemece davacı vekiline seçimlik hakkını kullanması konusunda süre verilmesi, taşınmazı mahkeme kararı ile adına tescil ettiren dava dışı kişiyi davaya dahil etmesi veya davalı 4. kişi hakkındaki davasını İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorularak, dava dışı kişinin davaya dahil edilmesi halinde, dava dilekçesi ve dahili dava dilekçesinin bu kişiye tebliği ile bildireceği delillerin toplanması, davaya dahil edilmediği takdirde ise, davalı 4. kişi hakkındaki davanın İİK 283/2 madde gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle şufa dava dosyası da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Dava konusu bir diğer parsel ise, borçlu tarafından davalı 3. kişiye, onun tarafından da davalı 4. kişiye satılmış ve mahkemece davalı 4. kişi hakkındaki dava kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilmiş olduğundan, davalı 3. kişi hakkındaki dava bedele dönüşen dava yönünden, davalının İİK. mad. 283/2 gereğince, tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu araç davalı 3.kişi tarafından dava dışı kişiye satıldığından; davacı vekiline seçimlik hakkı ile ilgili olarak davalı 4.kişiyi davaya dahil etmeyeceği veya davasının davalı yönünden bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği konusunda süre verilmesi, davalı 4.kişinin davaya dahil edilmesi halinde dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği ile davacı ve davalının bildireceği delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekeceği, TBK mad. 19'a dayalı muvazaa davalarında davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmayacağı- Muvazaa davalarında iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek bu durumda İİK 283/1 maddesinin kıyasen uygulanması, iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm kurulması gerekeceği
Tasarrufun iptali davası borçlu lehine sonuçlansa da kesinleşen ihale kararının etkilemeyeceği-
Tasarrufun iptali davalarında takip konusu borcun kesinleşmesi gerekeceği, eldeki itirazın iptali davasının sonucunun tasarrufun iptali davasını etkileyebileceği ancak iki davanın birlikte görülme imkanı olmadığından iki davanın tefrik edilerek itirazın iptali davasının sonucunun tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Araç satışının davalı şirketler arasındaki organik bağ, ortakları arasındaki yakın akrabalık ve alacağa mahsuben yapılan satış olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK 279/1-2 ve 280/1.maddeler gereğince iptale tabi olduğu- Davalı 3 kişinin ortağı olduğu şirket ile borçlu şirket arasındaki ticari ilişkiler nedeniyle davalı borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu aracın davalı 3. kişi tarafından dava dışı 4. kişiye satılmış olması nedeniyle hakkındaki davanın bedele dönüştürülmesi ve İİK. mad. 283/2 gereğince 3. kişinin tazminatla sorumlu tutulmasının isabetli olduğu- Dava konusu araçla ilgili olarak davalı 3. kişinin tazminatla sorumluluğuna, davacının takip konusu yaptığı icra dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak hükmedilmesi gerekirken, bu konuda sınırlama yapılmamasının hatalı olduğu- Davalı 3. kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Dava konusu taşınmazın, üzerindeki ipotek nedeniyle ipotek alacaklısı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte yapılan ihale sonucu alacağa mahsuben alınması ve ihalenin kesinleşmesi halinde, icra dosyası istenerek satış bedelinden davalıya kalan bedel varsa, bu bedelin davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalıdan tahsiline, satış bedelinde davalı 3. kişiye kalan bedel yok ise, dava konusu taşınmaz yönünden "davanın konusuz kalması" nedeniyle "esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Davacı vekili davanın konusu kalmadığından davanın reddini ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasını talep ettiğinden davacı vekilinin beyanı doğrultusunda konusu kalmayan davanın reddine karar verilmiş olmasının hukuka uygun olduğu-