Davanın bedele dönüşmesi halinde davacı alacağı ve ferilerinin miktarı ile bağlı kalınarak tasarruf konusu malın üçüncü kişi tarafından elden çıkarıldığı tarihteki gerçek değeri göz önünde bulundurularak bedele hükmolunması gerekeceği- Asıl alacak ve ferilerinden oluşan miktara, ikinci kez faiz yürütülecek şekilde üçüncü kişi tarafından taşınmazın elden çıkarıldığı gerçek değeri olan miktara da devir tarihinden itibaren faiz yürütülerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
6183 sayılı yasanın 24. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, tasarrufun iptali davaları icra takibine bağlı davalar olup, sonuçta verilen iptal kararının da icra takibindeki miktarla sınırlı tutulması gerekeceği, bunun sonucunda da alacağın her hangi bir şekilde ödenmesi halinde davanın konusunun kalmayacağı, somut olayda davacı İdare tarafından icra takibine konu edilen 'borcun hükümden sonra tamamen ödenmiş olduğu davacı idarenin yazısından anlaşıldığı, bu nedenle mahkemece, borcun ödendiğinin anlaşılması halinde dava konusuz kalacağından bu hususun göz önüne alınarak mahkemece borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile üçüncü kişi babası arasındaki tasarrufların iptale tabi olduğu- Dördüncü kişi kooperatifin üyesi olan borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu- Tasarrufun iptali davalarında, davacının, yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi halinde dava konusu malın kaydının tekrar borçlu adına tesciline gerek olmaksızın o mal üzerinde cebri icra yapma yetkisi elde edeceği, bu nedenle mahkemece dava konusu kooperatif payı üzerinde davacı tarafa haciz ve satış yapma yetkisi verilmesi gerekirken kooperatif payının yeniden borçlu adına tahsisine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Üçüncü kişinin mal veya hakkı dava sırasında elinden çıkarması veya elinden çıkardığının dava sırasında öğrenilmesi halinde, davanın ıslahına gerek olmadan davacı alacaklının davaya bedel davası olarak devam edilmesini isteyebileceği veya devralan 4. kişi davaya dahil ederek davaya devam edilebileceği-
Davalı üçüncü kişiye satılan taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından bedel arasında misli fark bulunmamasına ve tapudaki bedel dışında yapılan ödemenin banka kayıtları ile ispatlaması, bu davalının ortağı olduğu şirket ile borçlunun ortağı olduğu şirket arasındaki ticari ilişkisinin dava konusu taşınmaz satışından sonra başlamasına ve davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğunun ispatlanamaması karşısında bu tasarrufun iptaline karar verilemeyeceği- Davalı diğer üçüncü kişiye satılan bir başka taşınmaz yönünden daha önce başka bir alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davası sonucu verilen karar gereğince taşınmazın anılan icra dosyasından satılmış olmasına ve bu davalıya satış sonrası kalan ve ödenen bir bedel olmaması karşısında bu davalı ve taşınmaz yönünden davanın konusuz kalacağı- Davalı dördüncü kişinin dava dışı borçlu şirketin kurucu ortağı olması nedeniyle davalı borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğundan tasarrufun İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- İK. mad. 283/2 gereğince taşınmazın davalı üçüncü kişi tarafından elden çıkarıldığı tarihteki değeri konusunda bilirkişiden ek rapor alınması ve rapor sonucuna göre davalının davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu bir taşınmaz yönünden dava konusuz kaldığından anılan parsel yönünden maktu harç alınması gerekeceği-
Dava konusu traktörün yargılama sırasında el değiştirmiş olduğu sunulan kayıtlardan anlaşılmış olmasına göre davacıdan sonraki malikleri davaya dahil edip etmeyeceği sorulmadan ve dahil edilir ise o kişilerin delilleri toplanmadan ayrıca dahil edilen davalıların kötüniyetli olup olmadıkları belirlenerek iyiniyetli oldukları belirlendiğinde ise 3. kişinin traktörü elinden çıkardığı tarihteki bedel ile sorumlu tutulması gereği nazara alınmadan davanın kabulüne karar verilemeyeceği-
Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki (bedele dönüşme halinde elden çıkarma tarihindeki) değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekeceği-
Davalı üçüncü kişi bankaya, alacaklının talebi üzerine "icra dosyasından borçlu hakkında takip yapıldığının ve davacı alacaklının yazılı miktarda alacağının bulunduğunun" haciz müzekkeresi ile bildirilmiş olması ve bu tarihten sonra davalı üçüncü kişi bankanın davalı borçluya yeniden kredi vermesinin diğer alacaklıların haklarını ihlal ettiğinin ve hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu ve bu durumda davalı üçüncü kişi banka tarafından kullandırılan kredinin iptali ile kullandırılan kredi miktarının davalı üçüncü kişi bankadan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
İİK 283/1 madde gereğince tapu iptali ve tescile karar verilmeden davacılara alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesi; ilam harcının da daha düşük olan alacak miktarına göre hesaplanması gerekirken, tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline karar verilmesi; karar ilam harcının da dava dilekçesindeki değer esas alınarak eksik hesaplanmasının doğru olmadığı-
Alacaklının, borçlunun müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak kendisine ait taşınmazlar üzerine diğer davalı lehine ipotek yaptırdığını öne sürmesi üzerine, ipotek işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle taşınmazlar üzerine 1. sıradan haciz işlemi yapılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
