Dava konusu taşınmazın devir tarihi itibarıyla tapudaki bedeli ile gerçek değeri arasında her ne kadar aşırı bir fark var ise de; davalının bu yeri kısmen kredi kullanarak satın aldığı, kalan meblağın da ödemelerine ilişkin belgelerinin dosyaya sunulduğu, uygulamada tapu harçlarının düşük ödenmesi için satış bedelinin düşük gösterilmesinin sıklıkla rastlanılan bir durum olduğu bu nedenle salt tapuda gösterilen satış bedelinin düşük olması tek başına muvazaanın ispatı için yeterli olmadığı, yapılan yargılama sonucu toplanan delillere, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna, dinlenen tanık beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar arasında bir yakınlık, akrabalık veya herhangi bir iş ilişkisi bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmadığı, davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunun ispat edilemediği anlaşılmış olmakla davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket adına kayıtlı İzmir ili, ....ilçesi, ... Mahallesi 26749 ada, 1 parsel, D Blok 1.kat, 4 nolu mesken vasıflı taşınmazın 10.11.2016 tarihinde 700.000,00 TL bedelle davalı ...'e devri yönünden ivazlar arasında önemli oransızlık olmadığı, İİK'nın 280/1maddesine göre üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilen şahıslardan olduğunun ispatlanmadığı ve taşınmazın konut olması nedeni ile işyeri devri niteliğinde olmadığı gerekçesi ile bu davalılar yönünden davanın reddine, borçlu ... tarafından davalılar ... ve ... yapılan satışlarda ivazlar arasında önemli oransızlık olduğu gibi taraflar arasında yakınlık olduğu gerekçesi ile anılan davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu hisselerin tasarruf tarihindeki değerleri ile gerçek değerleri arasında misli aşan fark olmasına, davalı ... ile davalı borçlu arasında ortaklık ilişkisinin bulunduğunun da belirlenmiş olmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ... adına kayıtlı iken 18.11.2019 tarihinde dahili davalı ...'a 550,00 TL karşılığında devredildiği, taşınmazın bu tarihteki gerçek değerinin keşfen yapılan inceleme ile 21.259,03 TL olduğunun anlaşıldığı, bu surette fahiş fark ile satışın yapıldığı, 13.09.2021 tarihli ve 27.09.2021 tarihli kolluk araştırma tutanağına istinaden asıl borçlu ... ile dahili davalı malik ... arasında tanışıklık, bir kısım alım satım ilişkileri ve arkadaşlık bağının bulunduğu, muvazaalı olduğu iddia edilen işlemin 18.11.2019 tarihinde yapıldığı, davacının alacağının ise tasarruftan evvel 30.10.2018 tarihli bono ile doğduğu görülmekle davalılar ... ve dahili davalı ... yönüyle muvazaa halinin sabit görülerek taşınmaz yönüyle tasarrufun iptalinin gerektiği- ... Plaka sayılı Isuzu marka kamyon vasıflı aracın evvelinde asıl borçlu ...'e ait iken 15.11.2019 tarihinde 191.447,00 TL bedelle dahili davalı ...'a satış suretiyle devredildiği, yine keşfen aldırılan rapora istinaden aracın satış senedinde yazılı bedelinin gerçek satış bedeline ...Plaka sayılı Isuzu marka kamyon vasıflı aracın evvelinde asıl borçlu ...'e ait iken 15.11.2019 tarihinde 191.447,00 TL bedelle dahili davalı ...'a satış suretiyle devredildiği, yine keşfen aldırılan rapora istinaden aracın satış senedinde yazılı bedelinin gerçek satış bedelineuygun olduğunun tespit edildiği, 13.09.2021 tarihli kolluk araştırma tutanağı ile asıl borçlu ile dahili davalı ... arasında önceye dayalı yakın ilişkilerin de tespit edilemediği, bu noktada davalı asıl borçlu ...'in aciz hali ve mal kaçırma kastının dahili davalı ... tarafından bilindiği, dahili davalı ...'ın iyiniyetli olmadığının davacı tarafça ispat edilemediği zira davalı ... ile asıl borçlu davalı ... arasındaki danışıklılık ve hatta tanışıklılık halinin dahi dosyada sabit olmadığı, davalı tanıklarınca ve kolluk araştırmaları ile dahili davalı ...'ın alım gücünün de bulunduğu görülmekle ...plakalı araç için dahili davalı ... yönüyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın sözleşme kapsamındaki imalatlarının yapılmamış hali için, resmi senet tarihindeki değerinin 200.000,00 TL olarak hesap edildiği, resmi satış bedelinin ise 107.110,00. TL olduğu ve yine celp edilen taşınmazın bulunduğu binadaki bağımsız bölüm satışlarına ilişkin satış senetlerinin incelenmesinde de, davamıza konu taşınmazın satış bedellerine yakın bedellerde satış işlemlerinin gerçekleştirildiği, bu hali ile her iki rakamın taşınmazın karkas halde satışının yapıldığı göz önüne alındığında makul karşılanabilecek bir seviyede olduğu ve İİK m278 maddedeki "ivazlar arasındaki fark " olgusunun mevcut olmadığı, temlikin niteliğine göre İİK m.279 daki şartların da oluşmadığı, davalıların kardeş oldukları ve zarar verme kastını bilebilecek durumda oldukları yönündeki iddianın da tek başına İİK m.280 bakımından tek başına iptal sebebi olmayacağı, taşınmazın ipotekli ve natamam şekilde alınması nazara alındığında maddede aranan "alacaklılara zarar verme kastı " unsurunun oluşmadığı, öte yandan TBK m.19 anlamında" muvazaa " nın varlığının da ispatlanamadığı kanaati ile, kanıtlanamayan davanın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın alımı için ödenen 110.000,00 TL ile ipotek bedeli 120.000,00 TL dikkate alındığında, taşınmazın gerçek değerinde satın alındığı, ayrıca ... ile ... arasında mahkemeimzce yapılan araştımaya göre akrabalık/arkadaşlık vs. herhangi bir bağ olmadığı, taşınmazı fiilen ...’in kullandığı anlaşıldığından, ... yönünden açılan davanın tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı- Yapılan bir kısım ödemelerin taşınmazın ...’a tapuda satış tarihinden önce yapıldığı, taşınmazı alacak bir kişinin satış tarihinden çok önce satana ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yine taraflar arasında, taşınmazın ücretinin bir kısmının önceden ödenerek, ileride taşınmazın devredileceğine dair bir sözleşme vs.‘de bulunmadığı, mahkememizce de toplanan deliller bir arada değerlendirildiğinde taşınmazların gerçek satış olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
TBK m. 19'a dayalı açılan davada, dava konusu gayrimenkulün düşük bedel ile devredilmesinin tek başına işlemin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği-
Dava konusu gayrimenkulün tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında misli aşan farkın bulunmamasına, davalı ...'ın davalı borçlunun durumunu bilen veya bilmesi gereken kişi olduğunun da davacı tarafından ispat edilememiş olmasına göre davanın reddi kararının doğru olduğu-
Dava konusu gayrimenkullerin tapuda gösterilen değeri ile gerçek değeri arasında misli aşan fark olduğunun bilirkişi raporu ile belirlenmiş olmasına, davalılar arasındaki tasarrufun İİK madde 278/2 gereğince iptale tabi bulunmasına, davalı borçlu şirket yetkilisi ile davalı 3. kişi arasında akrabalık ilişkisi olduğunun da tespit edilmiş olmasına göre İİK madde 280/1 gereğince davalı ...'in davalı borçlunun durumunu bilen veya bilmesi gereken kişi olduğunun da anlaşılmış olmasına göre davalı .... San. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği-
İcra takibi sırasında davalı borçlunun bilinen adresinde tutulan 21.07.2010 tarihli haciz tutanağının İİK 105 inci maddesi gereğince aciz vesikası hükmünde olduğunun, dava konusu tasarrufun ise 01.12.2004 tarihinde yapılmış olduğu, haciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde kalmadığının anlaşıldığı, bu nedenle bedel farkından dolayı iptale karar verilemeyeceği, davalı üçüncü kişinin borçlu ile bir akrabalık, tanışıklık vs ilişkisinin bulunduğu veya borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu da ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
