Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Dava konusu gayrımenkullerin tasarruf tarihlerindeki değerleri ile gerçek değerleri arasında misli aşan fark olmadığı, davalı borçlu ile diğer davalıların birbirlerini tanıdıkları, aralarında organik bağ bulunduğunun da davacı tarafından ispat edilememiş olduğu göz önünde bulundurulduğunda davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Kararın gerekçesinde dava konusu gayrımenkulün tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında misli aşan fark olmasına dayanılmışsa da dava konusu tasarrufun aciz tarihi olan 10.10.2014 tarihinden geriye doğru iki yıllık süre içerisinde yapılmadığının anlaşılmasına göre bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak davalı borçlu ile davalı H. E. arasında akrabalık ilişkisinin bulunduğu, gayrımenkulün dava konusu tasarruf tarihinden önce icra kanalı ile satışa çıkartıldığının tüm köy ahalisi tarafından bilindiğinin de beyan edildiği, buna göre davalı müteveffa H. E.'nin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğu anlaşılmakla, davalılar arasındaki tasarrufun iptale tabi bulunduğu dolayısıyla sonucu itibari ile doğru verilmiş olan karar ile ilgili davalıların temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı-
Davacı alacaklının alacağın kaynağı ile ilgili bir açıklama yapmamış olduğu, alacağın gerçekliğini ispat yükü davacı üzerinde olduğu - Bu halde mahkemece, davacının alacağının dayanağının ne olduğu hususu açıklattırılarak, gerektiğinde borçlu şirketin ticari defterlerinde araştırma yapmak sureti ile tesbit yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı Y'nin davalı borçlu ile akraba olmadığı, zeminde bitişik tarlayı tek arazi gibi tarım amaçlı kullandığı, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiği veya bilmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğunun ispatlanamadığı, davalı S'nin daha önce maliki olduğu bağımsız bölümü, factoring sözleşmesinin düzenlendiği tarihten önce borçlu M'ye sattığı, tarafların akraba olmadıkları, satış işleminin muvazaalı veya mal kaçırma amaçlı olduğunun ispatlanamadığından bu davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği - Davalı M'ye yapılan devrin ise, mutad ödeme karşılığı olmadığı, davalı borçlu ile kardeş olmasına göre borçluluk durumunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle muvazaalı devrin iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
İvazlar arasında önemli oransızlık olmadığı, davalıların muvazaalı olarak taşınması satın aldıkları hususunun ispatlanmadığından dolayı tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile satış işlemlerine konu değeri arasında fahiş oranda farklar bulunduğu, davalılar arasında akrabalık bağının bulunduğu, icra takibinin kesinleştiği, davalı borçlu hakkında geçici aciz vesikasının bulunduğu, ve bu haliyle davaya konu edilen taşınmaz satışlarının mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığının davacı tarafça ispat edildiği-
4. HD. 24.01.2024 T. E: 2021/16772, K: 918
Murisin vefatından önce söz konusu gayrımenkulü devrettiği, kanser hastası olması nedeniyle sağlık harcamalarının artabileceği ve bu nedenle davaya konu taşınmazın satılmış olmasının mümkün olacağı- Davalı şirketin emlak işi ile uğraşmakta olduğu, miras bırakanın hastalığı ya da ekonomik durumu ile ilgili bilgi sahibi olmadığı, emlakçılık işiyle uğraşan bir şirketin satın almış olduğu daireyi bir takım tadilatlar yaptırdıktan sonra satmasının hayatın olağan akışına uygun görüldüğü, ayrıca düşük tapu harcı ödemek gibi nedenlerle resmi evrakta taşınmazların satış değerinin düşük gösterilmesinin yaygın bir uygulama olup bu nedenin başlı başına tarafların mal kaçırma iradesini göstermeyeceği
Tapudaki değer ile işlem tarihi için belirlenen gerçek değer arasında, mislini aşan fark bulunduğu ve F'nin borçlu R'nin eşi olduğu, dosyaya celp edilen ve eski adresleri de gösteren mernis kayıtlarına göre, karı koca olan davalı-borçlu ve davalı- 3. kişiler ile davalı- 4. kişi E'nin 2007-2014 yılları arasında aynı sitede oturdukları, yani komşuluk yaptıkları, ayrıca, duruşmada dinlenen kendi tanıklarının beyanına göre arkadaş oldukları, buna göre davalı E'nin borçlunun mali durumunu bildiğinden, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-