Tapudaki değer ile işlem tarihi için belirlenen gerçek değer arasında, mislini aşan fark bulunduğu ve F'nin borçlu R'nin eşi olduğu, dosyaya celp edilen ve eski adresleri de gösteren mernis kayıtlarına göre, karı koca olan davalı-borçlu ve davalı- 3. kişiler ile davalı- 4. kişi E'nin 2007-2014 yılları arasında aynı sitede oturdukları, yani komşuluk yaptıkları, ayrıca, duruşmada dinlenen kendi tanıklarının beyanına göre arkadaş oldukları, buna göre davalı E'nin borçlunun mali durumunu bildiğinden, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davalı borçluların alacağı karşılayacak mal varlığının bulunmadığı, aciz halinin bulunduğu, davaya konu taşınmazlardaki hisselerin önceden davalı borçlular adına kayıtlı olup daha sonra devirlerinin diğer davalılar adına yapıldığı, dava konusu taşınmaz ve hisselerin pek aşağı değerde devredildikleri, davalı 3. kişilerin borçluların durumunu bilebilecek durumda oldukları, davaya konu tasarrufların davalılar arasında danışıklı işlem ile yapılmış olduğundan tasarrufların iptaline karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
4. HD. 10.01.2024 T. E: 2021/17883, K: 192
Davacının talebi doğrultusunda tapuda gözüken son malikin kim olduğu tespit edilerek ve davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Davalı üçüncü kişinin dava konusu gayrımenkulü alacağına karşılık satın aldığını beyan etmesine, taşınmazın kısa aralıklarla ve düşük bedellerle ve haciz yükü ile birden fazla el değiştirmesi, satış işleminin dahi malik adına davalı borçlu tarafından vekaleten yapılması, rayiç bedel ile tapudaki satış bedelleri arasında bir mislinden dahi fazla fark bulunması, bedelin ödendiğinin ispatlanamamasının yapılan tasarrufun İİK'nın 279/I-2, 278/2-2 ve 280/1 inci maddeleri gereğince iptaline sebep olacağı-
Uyuşmazlığın, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- Davalının dava konusu meskeni satın aldıktan sonra aidatlarını ödediği, elektrik su aboneliklerini adına aldığı, davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, tanıdıklık ilişkisinin bulunmadığı, davalının borçlunun mali durumunu ve ızrar kastını bilecek kişilerden olduğunun ispat edilmediği, gerçek satış ile tapuda gösterilen değer arasında misli bir fark olmadığı anlaşıldığından, davalı hakkında verilen " tasarrufun iptali davasının reddine" ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davalı borçlunun dava konusu edilen aynı apartmandaki 10 adet bağımsız bölümü ve bununla beraber aynı apartmandaki dava dışı 110 adet bağımsız bölümü aynı gün, aynı tapu devir senedi ile diğer davalıya devrettiği - Bu bağımsız bölümlerin yapıldığı apartmanların üzerinde bulunduğu arsada davalıların beraber hissedar olduğu, birlikte hareket ederek arsa üzerine inşaat yapılması için kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenledikleri, davalı borçlunun mali durumunun bozulması üzerine inşaatı tamamlayamadığı ve davalı 3.kişinin bu durumdan olumsuz etkilenmemek ve inşaatın tamamlanmasını finanse etmek üzere bağımsız bölümleri devraldığını beyan ettiği, dolayısıyla davalı üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu ve alacaklıları ızrar kastını bilebilecek kişilerden olduğu -
Davalının da dava konusu taşınmazı davalı adına kayıtlıyken 15.01.2015 tarihinde 50.000,00-TL bedelle devraldığı, taşınmazı devraldığı tarih itibariyle taşınmaz üzerinde 09.07.2008 tarihinde Halk Bankası lehine konulmuş, 420.000,00-TL bedelli ipotek olduğu, bilirkişi raporunda devir tarihi olarak tespit edilen bedelin 381.083,00-TL olduğu, Halk Bankası'na yazılan müzekkere sonucu 16.01.2015 tarihinde dava dışı tarafından 304.000,00-TL yatırılarak ipoteklerin fek edildiği, davalının dava dışı ile tanıştıkları, davalının babasının yanında çalıştığı, ipotek bedelinin davalı adına ödendiği, o hâlde taşınmazın ipotek bedeli + satış bedeli ile taşınmazın satış tarihindeki bilirkişi tarafından tespit olunan bedeli arasında misli fark oluşmadığı, davalının kötü niyeti de ispatlanamadığı gerekçesiyle "davanın reddine" ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
İvazlar arasında fark bulunduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu ve davalı üçüncü kişinin borçlunun eski eşi olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı borçlu tarafından konkordato başvurusundan hemen önce mal kaçırmaya yönelik devirler yapılmış olduğu gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-