Sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar, işletenin kusuru oranında tazmin edeceği- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının desteği olan yayanın kazanın oluşmasında %100 oranında kusurlu olduğu belirtildiğinden, davalı hakkında açılan maddi tazminat istemli davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kazaya karışan sigortalı aracın sürücüsünün kazanın oluşmasında kusuru bulunmadığından maddi tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde hangi davacı için ne kadar maddi tazminat talep edildiği açık olmadığından HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi doğrultusunda dava dilekçesinde hangi davacı için ne kadar tazminat talep edildiğinin ayrı ayrı açıklattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmediğinden savunma hakkı kısıtlanmış olan davalı vekiline hesap bilirkişi raporunun usulünce tebliğ edilip, ortaya koyacağı delillerin toplanıp savunması çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davacılar vekilinin vekaletnemede de yetkisi bulunduğu üzere feragat ettiği davalı yönünden davanın kabulü hükmü verilmesinin doğru olmadığı-
Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, hüküm fıkrasında; hangi davalıdan olduğu belirtilmeksizin, “...6.000,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine...” şeklinde tereddüte mahal verecek bir karar verilmesi, yine kısa kararda tazminatın “...davalılardan müteselsilen tahsiline...” denilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kaza tarihinde aracın fiilen çalıntı olmadığı, yalnızca çalıntı şerhinin kaldırılmadığı, zorunlu trafik sigorta poliçesinin geçerli olduğu; aracın kaza tarihinde gerçekte çalıntı olmaması nedeniyle gerçek durumu yansıtmayan şerhin 3.kişilere karşı hüküm ifade etmeyeceği- Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu-
Davalı sigorta şirketi, kazaya neden olan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olup, mahkemece maddi tazminat yönünden ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu tutulduğu halde yargılama gideri ve harç yönünden, maddi ve manevi tazminat ayrımı yapılmaksızın ve kaza tarihindeki poliçe limiti ile hükmolunan maddi tazminat arasında oran kurulmaksızın davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ve harcın tamamından diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Davanın, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olduğu- Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır; zira, M.K 'nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceğinin öngörülmüş olduğu-
Trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemi-
Davacının alışveriş yapmak amacıyla davalıya ait alış veriş merkezine gittiği, alışveriş sırasında alışveriş sepetine çantasını bıraktığı, alışveriş yaparken çantasının kimliği belirlenemeyen kişi tarafından çalındığı sabit olup her ne kadar davacı gerekli önlemleri almadan çantasını alışveriş sepetine bırakarak alışverişe dalmakla kusurlu ise de, sıradan bir iş yeri olmayan davalının alış veriş için mağazasına gelen müşterilerinin mal güvenliğini, özellikle muhafazasına terk edilen çanta ve içerisindeki eşyalarını asgari özen ölçüsünde korumak ve kollamak yükümlülüğü bulunduğundan tazminat konusunda tarafların kusurları saptanarak kusur oranında indirim yapılmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Diğer davalının da suç eşyasını satın almak suçundan mahkum olduğu ve mahkumiyet hükmünün onandığı görüldüğünden, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, bu davalının da diğer davalılarla birlikte sorumluluğuna gidilmesi gerektiği-