İnşaat kazısından kaynaklı maddi zararlarının tazmini istemine ilişkin davada, dava açılmadan evvel davacılar tarafından yaptırılan delil tespiti sırasında aldırılan bilirkişi raporları ile mahkemece yargılama sırasında keşif sonrasında alınan raporlar arasında uyum olmadığı gibi, davalı tarafın rapora yönelik itirazlarının da değerlendirilmediği anlaşıldığından, mahkemece; bu itiraz ve çelişkilerin giderilmesi gerektiği-
Davacıların, yapılan tedavi giderlerine ilişkin gerek ceza yargılaması sırasındaki beyanında ve haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davadaki beyanlarında vazgeçmeye dair herhangi bir beyanları bulunmadığından, davacıların tedavi giderlerine ilişkin tüm delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Davalının görev sınırlarını aşmak suretiyle kişisel kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılmadan, bozmadan önce alınan kusura ilişkin bilirkişi heyeti raporuna dayanılarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece davacının iddiası doğrultusunda inceleme yapılıp dahili davalılar murisinin görev sınırını aşmak suretiyle kişisel kusuruyla zarara neden olup olmadığı araştırılarak, davacı kanıtları toplanmak suretiyle hüküm kurulması gerektiği-
Davacıların, maddi tazminata ilişkin talebini ıslah ederek toplam alacak miktarı için olay tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulundukları, uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklandığı halde mahkemece ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesinin doğru olmadığı- Belediye tarafından binaya gerekli kontroller yapılmadan iskan ve oturma izni verildiğinin iddia edildiği, görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinin hizmet kusuru niteliğinde olduğu, idarenin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince İdare'ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği, görev sorununun, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re'sen) dikkate alınacağı-
Kasten yaralama eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, taraflar hakkında ayrı ayrı düzenlenen Adli Tıp Kurumunun kesin nitelikli raporlarında; asıl dava davacısının yaşamını tehlikeye sokan nitelikte bir yaralanmasının olduğu ve karşı dava davacısının ise basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde bir yaralanmasının olduğu belirtildiğinden, mahkemece tarafların eylemleri nedeni ile yaralanma dereceleri dikkate alınarak, maddi zararlarının kapsamını belirlemek üzere geçici iş göremezlik süresi ve varsa maluliyet durumları tespit edilmesi gerektiği-
Haksız el koymadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, davacının 4926 sayılı Yasaya muhalefetten yargılandığı ceza dosyasında vekiline ödemiş olduğu vekalet ücretini maddi tazminat olarak isteyemeyeceği- Davacının nakliyecilikte kullandığı aracına el konulması nedeniyle zarar hesabı yapılırken, bu süreçte her gün istisnasız taşımacılık yapıldığı kabul edilerek aracın muhafaza altında kaldığı her gün için kazanç kaybı hesaplanması hayatın olağan akışına uygun olmadığı- Kazanç kaybına yönelik tazminat kaleminin tümden kabulü yerine uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Davalı "ortak girişimin" tüzel kişiliği bulunamadığından, öncelikle ortak girişimin hangi tüzel kişilerden oluştuğunun saptanması ve bunlarla ilgili yargılamanın yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacının davalı tarafından darp edilmek suretiyle yaralandığı ancak davacının bu yaralanma sebebiyle kaç gün iş güçten kaldığına dair doktor raporu bulunmadığı görüldüğünden, mahkemece bu hususu tespit edilerek buna göre maddi zararın kapsamının belirlenmesi gerektiği-
Davacının, tazminat yükümlüsünü husumetten reddedilen davanın kararın kesinleştiği tarihte öğrendiğinin ve eldeki tazminat davasını TBK. mad. 72/1 uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresinde açtığının kabulü gerektiği-
Davalı tarafından hüküm temyiz edilmediğinden, şirket lehine hüküm altına alınan vekalet ücreti yönünden, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu-