Davacının kazaya karışan aracın sürücüsü olması, aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti olduğu-
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, faturada belirtilen işçilik ücretleri esas alınarak düzenlendiğinden, parça ve işçilik ücretleri konusunda açıklama ve ayrıntı içermediğinden bilirkişi raporunun bu haliyle gerçek zararı göstermekten uzak olduğu, hasar miktarı ayrıntılı olarak belirlenmediğinden denetime elverişli olmadığı-
Haksız açılan ihalenin feshi davası nedeniyle gayrimenkulün geç teslim alınmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, yasal dava açma hakkının sınırlarının aşıldığı ve ihalenin feshi davası nedeniyle davacı taşınmazı geç teslim almış olduğu, oluşan zararla davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının mevcut olduğu ve davacının taşınmazını geç teslim almasından kaynaklanan zararının kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu'na geçtiğinde kuşku olmadığı, buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumluluklarının devam ettiği- Her ne kadar sağlık kuruluşunda yapılan sağlık hizmetleri giderleri tedavi giderleri kapsamında davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu tutulmuş ise de, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 59.maddesi gereği sağlık kuruluşlarında tıbbi tedaviye yönelik faturalı giderlerden SGK' nın sorumlu olması gerektiği- Davalı adına trafikte kayıtlı araç dava dışı şahsa kiralandığına göre, tanzim edilen kira sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususlarının tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dosyada alınan ATK raporu ile işbu davada makine mühendisi tarafından düzenlenen rapor arasında kusur dağılımına ilişkin çelişki olduğundan İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan tarafların kusur durumuna ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının lehtar olduğu, dava dışı şirketin keşide ettiği 8 adet çekten kaynaklanan alacağın dava dışı şirketin malvarlığını muvazaalı işlemlerle devraldığı iddia edilen davalılardan tahsilini amaçlayan davada, davacının lehtarı olduğu çeklerde davalıların herhangi bir sıfatı bulunmadığı ve bu itibarla davacının çek bedellerini davalılardan talep edemeyeceği- Davacının, davasına dayanak yaptığı (muvazaalı devirlere ilişkin) iddiaların tasarrufun iptali davasında tartışılabileceği-
Davalı tarafın, hisse satış sözleşmesi uyarınca, davacı tarafça davalının sorumlu olduğu döneme ilişkin açılan dava sonucu yapılan ödemenin 54.670,17 TL ve 247,45 TL onama ilamı harcı olmak üzere toplam 54.917,62 TL'lik kısmından sorumlu olduğu-
Davacının banka hesabındaki mevduatın internet bankacılığı yoluyla 3. kişinin hesabına aktarılması yoluyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davalı bankanın internet bankacılığı sistemi üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek dava konusu EFT tarihi itibariyle OTP cihazının ürettiği şifre bertaraf edilip bu cihazın ürettiği şifreye ihtiyaç duyulmadan EFT işleminin yapılıp yapılamayacağı, dolayısıyla davacının bir kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa oranı tespit edilerek, usulsüz işlemle çekilen paraların aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olduğu, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağının aynen devam ettiği, usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebileceği ve bankanın bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabileceği de nazara alınarak ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri ve daimi iş göremezlik tazminat istemine ilişkin davada, davalı sigorta şirketinin ödemekle yükümlü kılındığı tüm tazminata, tüm alacak yönünden asıl dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile asıl dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği; bu yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirmediği-
Davalı Güvence Hesabı'nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün gerekli belgelerle birlikte Güvence Hesabı'na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğduğu-