Davalı sigorta şirketinin, ZMSS poliçesinden kaynaklanan sorumluluğunun, azami poliçe teminat limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve gerçek zarar ile sınırlı olduğu- ZMSS Genel Şartlarında "dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin teminat dışı kaldığı" açıkça belirtilmiş olup, kazanç kaybı, gerçek zarar dışında aracın hasarlanması nedeniyle uğranılan dolaylı bir zarar olduğundan, davalı sigorta şirketinin kazanç kaybından sorumluluğuna karar verilemeyeceği-
Aracın, yol ortasında bulunan su birikintisi nedeni ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğünce bakım ve temizliğinin yapılmaması, yolda uyarıcı levha bulunmaması sonucunda kazanın gerçekleştiği iddia edilmiş olması bakımından KTK’nın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin hukuki sorumluluğuna değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği yani yürütülen kamu hizmetinin kusurlu işletildiği, meydana gelen kazada hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklandığından uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu-
Davacı vekilinin, davacının idaresindeki aracın seyir halindeyken kontrolden çıkarak trafik kazası meydana geldiğini, araçta maddi hasar oluştuğunu ve davacının yaralandığını, yağmur nedeniyle meydana gelen selin yolda bıraktığı toprak ve kum yığınının kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, yol çalışması yapan yüklenicinin kusurlarından ihale makamı olarak Karayolları Genel Müdürlüğünün de sorumlu olduğunu belirttiği davada, İdari Yargının görevli olduğu- Dava, dava şartı bulunmadığından ve yargı yolu nedeniyle usulden red edildiğine göre AAÜT'nin 7.maddesi uyarınca tarifenin 2.kısmının 2.bölümünde yazılı miktarı geçmemek üzere 1.800,00 TL maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği-
Davacıya hükmedilen 556,43 TL maddi tazminat miktarının kesin nitelikte olduğu-  Davacı tarafından imzalı (parmak izi) ibraname bulunduğundan ve KTK'nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetildiğinde davacının tazminat talebinin, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, mahkemece, ceza dava dosyası da getirtilmek suretiyle tarafların kusur durumları ve araç hasarı konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının (müteveffanın davalı sigorta şirketi tarafından alkollü olduğu iddia edilmiş ise de, Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından onanan ceza davası dosyasındaki kusur oranları dikkate alındığında alkolün sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre) incelenmesine şimdilik gerek görülmediği-
Davalı sigorta şirketinin düzenlediği hasar araştırma raporunda kazaya karıştığı iddia edilen araçla ilgili araştırma yapılarak, aracın kime ait olduğu, kazaya karışıp karışmadığı, olayın tam olarak nasıl meydana geldiğinin belirlenip doğru beyan mükellefiyetinin ihlal edilip edilmediği, kasko sigortası genel şartlarına göre, yerinin değiştirilmesi gerçekleşmiş ise bunun sonuca etkisi ve davalı sigortanın rücu imkanını ortadan kaldıracak bir ihlalin olup olmadığının tanık beyanları da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının kazaya karışan aracın sürücüsü olması, aracı aldığı gibi eksiksiz ve hasarsız olarak malikine teslim etmekle yükümlü bulunması nedeniyle, aracın zilyedi sıfatıyla, hasar tazmini yönünden dava açmakta hukuki yararı ve aktif husumet ehliyeti olduğu- 
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, faturada belirtilen işçilik ücretleri esas alınarak düzenlendiğinden, parça ve işçilik ücretleri konusunda açıklama ve ayrıntı içermediğinden bilirkişi raporunun bu haliyle gerçek zararı göstermekten uzak olduğu, hasar miktarı ayrıntılı olarak belirlenmediğinden denetime elverişli olmadığı-
Haksız açılan ihalenin feshi davası nedeniyle gayrimenkulün geç teslim alınmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada, yasal dava açma hakkının sınırlarının aşıldığı ve ihalenin feshi davası nedeniyle davacı taşınmazı geç teslim almış olduğu, oluşan zararla davalının eylemi arasında uygun illiyet bağının mevcut olduğu ve davacının taşınmazını geç teslim almasından kaynaklanan zararının kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu'na geçtiğinde kuşku olmadığı, buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumluluklarının devam ettiği- Her ne kadar sağlık kuruluşunda yapılan sağlık hizmetleri giderleri tedavi giderleri kapsamında davalı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sorumlu tutulmuş ise de, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasanın 59.maddesi gereği sağlık kuruluşlarında tıbbi tedaviye yönelik faturalı giderlerden SGK' nın sorumlu olması gerektiği- Davalı adına trafikte kayıtlı araç dava dışı şahsa kiralandığına göre, tanzim edilen kira sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususlarının tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-