Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemi-
Haksız şikayet ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi, karşı dava ise kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Kurum zararı nedeniyle alacak istemi-
Sadakat yükümlülüğünün evlilik sözleşmesinden kaynaklanan bir yükümlülük olduğu ve ihlal edilmesi halinde yalnızca sözleşmenin taraflarınca yani eşler tarafından birbirlerine karşı ileri sürülebilecek bir hak olduğu- Mutlak bir hak mahiyetinde olmadığı için herkese karşı ileri sürülemeyeceği- Zina fiiline ortak olan evlilik dışı 3. kişiye karşı, birlikte zinayı gerçekleştirdiği kişinin evli olduğunu bilse dahi, haksız fiil sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği çünkü haksız fiil sorumluluğundan söz edebilmek için,ayrıca zarara sebep olan fiilin emredici bir hukuk normuna aykırı olması gerektiği- İşbu kişinin, dava dışı eş ile birlikte olmak suretiyle davacıya yönelen davranışının, davacı eş bakımından haksız fiil olarak nitelendirilemeyeceği için müteselsil sorumluluk yoluna da gidilemeyeceği- Davalının, dava dışı eş ile evli olduğunu bilerek beraber olmasının ; aldatılan davacı yönünden ona zarar verme kastı ile hareket edildiğini düşünmek için yeterli olmadığı-
Tacirler arası haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, organizasyonun tamamen iptal edilmeyip otelde gerçekleştirildiği anlaşılmış olup, bu haliyle sonradan yapılan etkinliğin dava konusu zarar kalemlerine etkileri, önceki etkinlik için hazırlanan reklam, afiş vb. malzemenin oteldeki etkinlikte de kullanılıp kullanılmadığı açıklığa kavuşturulmadan, elde edilen gelirin, davaya konu kazanç kaybına etkisi ile iptal edilen stant bedellerinin kalem kalem bilirkişi raporunda yazılıp karşılaştırması yapılmadan eksik inceleme ile maddi tazminat isteğinin kabulüne karar verilemeyeceği- Bir tüzel kişinin kişisel haklarından olan (adı, şerefi, onuru ve itibarı gibi) varlıklarına yapılan saldırının; bu manevi değerlerinde bir eksilmeye (manevi zarara) sebep olacağı- Meydana gelen olayda, şirket tüzel kişiliğine yönelik ticari itibarını zedeler nitelikte bir saldırı ya da manevi tazminatı gerektirir bir husus bulunmaması halinde, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Haksız suç duyurusundan (haksız fiilden) kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası- Davacının (aslında) alacaklı, davalının ise borçlu olduğu çek bedelini, üçüncü kişinin yaptığı icra takibi nedeniyle ödemek zorunda kalması halinde, davacı maddi tazminat isteyebilir mi?
HMK’nın 226. (HUMK m. 352) maddesi gereğince yemin edecek kimsenin onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yemin konusu olamayacağından, mahkemece davacı tarafa yemin teklifinin hatırlatılarak davalı tarafça yeminin eda edilmesi ve buna dayanılarak hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; tespit dosyası, yargılama sırasında davalının beyanları ve tanık anlatımları dikkate alındığında, davalı hayvanlarının davacının ağaçlarına zarar verdiğinin davacı tarafça ispatlandığının kabulü gerektiği-
Murisin vefatından sonra banka kartı vasıtasıyla çekilen aylığının tahsilinden kaynaklı davanın hukuki ve fiili durumlar ışığında, somut olayda, uyuşmazlığın, haksız fiilden kaynaklandığı, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanmadığının belirgin olduğu, bu nedenle, davada 5510 s. Kanunun uygulama yeri bulunmadığı, bu nedenle de, davanın İş Mahkemesinde değil, genel mahkemesinin görülmesinin gerektiği-
Resmi nikâh yapılacağı inancı ile tarafların ailelerinin ve yakınlarının katılımı ile gerçekleştirilen düğün töreninden sonra davacının, davalı ile 3 yıl karı koca hayatı yaşaması, resmî nikâh yapılmaması fırsat bilinerek hiçbir yasal hakkı olmaksızın ailesinin evine gönderilmesi veya terke zorlanması toplumumuzun geleneksel yapısı ve tarafların yaşadıkları sosyal çevre gözetildiğinde, toplumda boşanmış kadın damgasını taşımasına yol açacağından, ortaya çıkan bu olgu davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu- Davacının yeni bir evlilik yapmasını zorlaştıracağı gibi ileride yapacağı evliliklerde de aleyhine kullanılabileceği dikkate alındığında, davacının, davalı tarafından resmî nikâh yapma vaadi ile kandırıldığı ve davacının hukuka aykırı olan eylemden dolayı davacı lehine uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada, davacının trafik sigortacısı olduğu araçta sürücü yanında yolcu olarak bulunduğu sırada gerçekleşen kazada görme kaybına ve engellilik durumuna uğradığı göz önüne alınırsa mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan; davacının SGK kayıtlarının getirtilerek, kazanın iş kazası olup olmadığı, davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde davacıya ayrıca rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise SGK tarafından açılan rücu davasına ilişkin dosyanın getirtilmek suretiyle mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-