Haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada; davacı şirkete ait akaryakıta el koyma tarihi olan 07/04/1997 günündeki bedelinin 1.285,70 TL olduğu, bu bedele el koyma tarihinden itibaren hesaplanan yasal faizin de eklenmesiyle birlikte bulunan toplam tutardan 01/04/2011 gününde idarece yapılan 21.340,75TL'lik ödeme düşüldükten sonra kalan miktarın (-)13.222,63 TL olduğu, özetle davacının zararının fazlasıyla karşılanmış olduğu mütalaa edilmiş olup; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hükme esas alınan bilirkişi raporu hilafına, davanın kısmen kabulü ile 13.222,63-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı ve kararın bozulması gerektiği-
Haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada; zararın ve davalıların sorumluluğun kapsamını belirlemek için, dava konusu yersiz ödemeye dayanak tüm belgeler ve faturalar ile davalı hakkında yürütülen dosya savcılıktan getirtilerek konusunda uzman bilirkişi heyetinden davalıların sorumluluklarına ilişkin denetime uygun, gerekçeli rapor alınması ve sonucuna göre sorumluluk miktarının belirlenmesi gerektiği, bu husus gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmasının, usul ve yasaya uygun düşmediği-
Haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada; faiz alacağına ilişkin istemin dava konusu (müddeabih) haline getirilmediği ve feri olarak talep edilip harçlandırılmadığı gözetildiğinde reddedilen faiz istemi yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği, bu husus kararın bozulmasını gerektirmişse de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanmasının uygun görüldüğü-
Evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan davalıya karşı açılan davanın tümden reddedilmesi gerektiği- Sadece birlikte olunulanın evli olduğunun bilinmesinin sorumluluk için yeterli olmadığı-
Davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki traktör ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın çarpışması sonucu yaşanan kazada, desteğin vefat ettiği, kaza sırasında taşınmaktayken yere dökülerek telef olan kayısıların gelirinden mahrum kalındığı, kazanın davalı sürücünün kusurundan kaynaklandığı, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece verilen ilk kararda, kayısıların kaybından kaynaklı tazminata hükmedildiği, bu zarar istemi yönünden davalıların temyiz istemi yerinde görülmeyip reddedilmek suretiyle, davacıların bu nedenle oluşan zararının bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, ancak mahkemece bozmadan sonra kayısıların kaybına dayalı tazminat isteminin reddedildiği, bu halde; bozma kapsamı dışına çıkılarak davacıların telef olan kayısıların kaybı nedeniyle oluşan zararına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Dava dışı belediye adına davalılar tarafından elektrik kablolarının yer altına alınması için yürütülen kazı çalışması sırasında kablolu televizyon şebekesine hasar verildiği iddiasıyla oluşan zararının tazmini istemine ilişkin davada; yargılama sırasında davaya konu zararın icra dosyasına ödendiği, dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının şartı olan davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermek koşulunun da somut olayda gerçekleşmiş olduğundan, bu hususun üzerinde durulup, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden AAÜT'nin ilgili maddeleri dikkate alınarak hükmün tesis edilmesi gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada; uygun bulunan bilirkişi raporunda, davalı tarafın olayda %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği ve mahkemece bu oran benimsendiği halde, tazminattan kusur indirimi yapılmaması ve bilirkişi tarafından hesaplanarak belirlenen 46.924,47 TL miktarındaki zararın tamamına hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu durum kararın bozulmasını gerektirse de, karar onanmış olduğundan davalı şirketler vekilinin karar düzeltme isteminin kabul edilmesi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada; dava konusu haberde davacı Bakan hakkında fezleke bulunduğuna dair iddialarda bulunulduğu, haberin kaynağı olarak da ilgili Genel Başkan Yardımcısının basın açıklamasının gösterildiği, yapılan habere ilişkin başka herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, söz konusu basın açıklamasında davacının isminin geçmediği , davaya konu haberde kamu yararı bulunmadığı, görünür gerçeğe uygun olmadığı, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğinin anlaşılmasına göre davaya konu haberde geçen iddialar davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olduğundan, mahkemece uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerektiği-
Tapu iptali tescil, olmadığı takdirde memurun hatalı işlemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin davada; ziraat mühendisi ve mülk bilirkişiden alınan ve dosya kapsamına uygun olan ilk karara hukuki dayanak yapılan 19.03.2008 tarihli rapordaki hesaplamalar doğrultusunda, verilen kısmen kabul kararı usul ve yasaya uygun olmakla; bedel yönünden verilen kısmen kabul kararının da bozulması maddi hataya dayandığından usulî kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, davacıların bedele ilişkin talebi yönünden, bozma ilamına uyularak verilen ret kararının usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerektiği-
Usulsüz kredi kullandırılması nedeniyle davacı bankanın uğradığı zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada; dava dilekçesinde seksen beş ayrı bent halinde usulsüz kredi işlemleri açıklandıktan sonra her bir işlem için her bir davalıdan talep edilen tazminat tutarı ayrı ayrı ve her bir kredi işlemi nedeniyle kendi içinde müşterek ve müteselsil olmak üzere ödetilmesi talep edildiği halde; mahkemece belirlenen zarar tutarının tamamından tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının isabetli görülmeyerek bozma kararı verildiği, ancak; dava dilekçesinde açıkça davalı için 58,00 TL, diğeri için 267,20 TL zarara neden oldukları belirtilmişken mahkemece belirlenen 160.000 TL'lik zarar tutarının tamamından bu davalıların da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının doğru görülmediği-