Alacaklı vekilinin sunmuş olduğu faturalardan alacağın varlığına kanaat getirilmediği, ödeme ihtarı da bulunmadığından, ihtiyati haciz isteminin reddi gerekeceği-
Muaccel bir alacak söz konusu olduğu, itirazın sınırlı olarak incelemeye konu yapıldığı ve İİK 257/I yönünden usul ve yasaya aykırılık olmadığı-
Alacaklının, borçlulardan alacağının alınabilmesini sağlamak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlu/borçluların borca yeter miktardaki menkul, gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının İİK'nun 257/I maddesi gereğince ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekeceği-
Aleyhine ihtiyati haciz istenenlerin hem şahsi olarak müteselsil kefaletleri hem de ortağı oldukları kollektif şirketin müteselsil kefaleti nedeniyle sorumlulukları mevcut olduğundan, şahısların şahsi kefalet limiti kadar sorumlulukları karşılandığında bu kez ortağı oldukları kollektif şirketin müteselsil sorumluluğu nedeniyle kefalet limiti kadar sorumluluklarının ortaya çıkacağı ve ayrı ayrı kefalet limitleri kadar sorumlulukları söz konusu olacağı-
Dosyaya sunulan senedin karar vermeye yeterli olduğu ve ihtiyati haciz şartlarının oluşmuş bulunduğu-
Vadesi gelmiş ve hamili banka tarafından TTK'nın 714 vd. maddelerine göre keşideciye protesto çekilmiş bonoya dayalı ihtiyati haciz isteminin kabulü gerektiği-
Davalılardan biri suçunu ikrar etmiş olup diğerinin de tevili ikrar ile davacının zarara uğramış olması kuvvetle muhtemel olduğundan, haksız fiil tarihi itibarıyla davacının alacağı muaccel hale gelmiş olduğu gözetilerek hakkaniyet ilkesi gereği bu davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
Alacaklı bankanın, lehdar tarafından kendisine ciro edilen iki adet çeke dayalı olarak, lehdar ve keşideci aleyhine ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, çek üzerinde "çeklerin rehin cirosuyla devredildiği"ne ilişkin bir kayıt bulunmamasına rağmen mahkemece, çeklerin olsa olsa rehin cirosuyla devredildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Faturalar ve icra dosyasındaki delillerden alacağın varlığına kanaat getirilmediği, İİK. 257. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmemiş olduğu gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddi gerekeceği-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemine ilişkin davada, asıl borçlu yönünden talebin kabulüne, müteselsil kefiller yönünden ise talebin reddine karar verilse de, alacaklının müteselsil kefile başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK)'nın 586. maddesine göre, müteselsil kefillere başvurabilmek için borçluya kat ihtarı tebliği gerektiği, genel kredi ve teminat sözleşmesinde tarafların bankaya bildirdikleri adreslerine yapılacak tebligatların geçerli sayılacağının kararlaştırıldığı, bu sebeple, ihtiyati haciz talep eden bankanın, kat ihtarnamesini asıl borçlu ve kefillerin bankaya bildirdikleri adreslerine tebliğe çıkardığından İcra İflas Kanunu'nun 68/b maddesi uyarınca kat ihtarnamesinin borçlu ve kefillere tebliğ edildiğinin ve asıl borçluya yapılan tebliğe rağmen borcun ödenmemesi sebebiyle kefiller yönünden de TBK'nın 586. maddesindeki koşulun oluştuğunun kabulü gerektiği-
