Alacaklı tarafından itirazın geçici olarak kaldırılması istenmiş olmasına rağmen icra mahkemesince imzanın borçluya ait olduğunun saptanması halinde itirazın «geçici» yerine «kesin olarak kaldırılmasına» karar verilemeyeceği–
İcra mahkemesinin, bilirkişi incelemesi yaptırmadan da «inkâr edilen imzasının borçluya ait olduğu» kanısına vararak «itirazın kabulüne» karar verebileceği fakat «imzanın borçluya ait olmadığı» kanısına ancak bilirkişi incelemesi yaptırarak varabileceği–
Senedin tanzim tarihinden bir yıl sonrasına ait imzanın «medarı tatbik imza» olarak kabul edilip bilirkişi incelemesine esas olamayacağı–
Borçlunun, «imza inkârı»nda bulunmaktan sonra takip konusu borcu ödemiş olmasının, imza itirazının icra mahkemesince yöntemince araştırılmasını inlemeyeceği–
«İnkâr edilen imzanın borçluya ait olup olmadığı» (borçlunun elinin mahsulü olup olmadığı) konusunda kesin görüş belirtmeyen bilirkişi raporuna göre karar verilemeyeceği, Adli Tıp Kurumunun bu konuda son merci olmadığı, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–
Kendi içinde çelişen bilirkişi raporuna göre karar verilemeyeceği–
Fotokopilerdeki imzaların, incelenmeye esas alınamayacağı (Senet fotokoposi üzerinde imza incelemesi yaptırılamayacağı)–
İmza itirazı hakkında bilirkişi incelemesi yapılmamış olan durumlarda borçlu aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği–
İmza incelemesi sonucunda, bilirkişilerden alınan iki rapor arasında çelişki bulunması halinde -bu raporlardan birisi Adli Tıp’tan alınmış olsa dahi- mutlaka çelişkinin giderilmesi için üçüncü kez inceleme yaptırılması gerekeceği–