Borçlunun, takip dosyasına dilekçe sunarak borcu kabul ettiğini, takibe itirazı olmadığını bildirdiği, yine aynı tarihte ödeme taahhüdünde bulunduğu dikkate alındığında, İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca borç kabul edilmiş olup takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Lehtar ve keşideci sıfatının birleşmesi durumunda, düzenlenen senedin, bono niteliğinde sayılmayacağı- Keşideci ve lehtar arasındaki hukuki durumun cirantayı etkilemeyeceği-
Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde; ''...Davacı taraf ödenmiş olan senedi tekrar tahsil etmek istemektedir. Müvekkilin hiç borcu olmadığından işbu davanın açılma gereği doğmuştur...'' demek suretiyle borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğü görüldüğünden, anılan İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, aynı maddenin ikinci fıkrasının olayda uygulanması ve takibe dayanak bononun kambiyo senedi niteliği taşıyıp taşımadığı üzerinde durulmasının mümkün olmadığı-
Takip dayanağı çekin incelenmesinde, takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almadığı görülmekte ise de çeki ibraz eden kişinin çek alacağını adi yazılı belge ile takip alacaklısına TBK'nun 184. maddesi koşullarında temlik ettiği çeki elinde bulunduran temlik alacaklısının yetkili hamil olduğu anlaşıldığından, mahkemece, alacaklı yetkili hamil kabul edilerek borcu bulunmadığı ve çekte tahrifat yapıldığı itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı senet üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığına yönelik itirazın kabulü üzerine takibin durdurulmasına karar verileceği ve bu durumda alacaklının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum olması gerekeceği-
Takibe konu edilen senette lehtar hanesinde “ ... ve Ortakları” yazılı olduğu, bu firmanın gerçek ya da tüzel kişiliği olmadığından anılan bononun kambiyo senedi vasfını taşımadığı; senet üzerindeki sözleşme ve arkasında yer alan cari hesap kayıtlarından, senedin kayıtsız şartsız bir ödeme vaadi unsurunu içermediği anlaşıldığından, bu nedenle de kambiyo vasfı olmadığı; icra mahkemesince, İİK. mad. 170/a uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun, takibe dayanak senedin, veresiye fişi aslından koparıldığına ilişkin sahtelik iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, bu iddianın dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesinin mümkün olmadığı-
Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, paraf imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazların, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK'nun 266. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılması gerekeceği, çek keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi gerekeceği, ayrıca bu durum çekin vasfını etkileyen bir husus olduğundan keşideci dışındaki tarafların da şikayette bulunmakta hukuki yararlarının olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takibe dayanak teşkil eden bonoda önce lehtar olarak G.T. ismi yazılı iken adın üstü çizilerek sonradan M.K. yazılarak takibe konulduğu, üzerinde keşideci parafının olmadığının görüldüğü, yapılan bu değişikliğin sonuç doğurabilmesi için keşideci onayına bağlı olduğundan ve senet üzerinde de herhangi bir onayı bulunmadığı ve borçlu keşidecinin kabulü de olmadığı dikkate alındığında yapılan bu değişikliğin yazılmamış sayılacağı, bu durumda takip konusu bono kambiyo senedi vasfında olmadığından takibe konu yapılamayacağı, mahkemece takibin İİK.nun 170/a maddesi uyarınca şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar vermek gerekeceği-
Takip dayanağı senette, senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi, borçlular, senedin takip alacaklısı bankaya teminat olarak verildiği iddialarını, senede açıkça atıf yapan bir sözleşmeyle de ispatlayamadıklarından, mahkemece, borçluların itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-