Çekin düzenleme yerinin çekte açık ve net biçimde gösterilmesi gerektiği, bu koşula uyulmamış ise o çekin kambiyo senedi olmadığı ve bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği-
Takip dayanağı senet üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından verilen rapora göre düzenleme tarihinin daha önce rakamla "02.11.2012" iken "2012" rakamının "2011" rakamına dönüştürüldüğü belirtilmiş, bu hali ile düzenleme tarihinin ödeme tarihinden sonra olduğunun tespit edildiği, mahkemece davanın kabulüne deyip takibin iptaline karar verilmemesi infazda tereddüt oluşturacağı için doğru değil ise de, bu hususun bozma sebebi sayılmadığı, ancak mahkemenin takibin iptali kararına esas aldığı yasa hükmü İİK'nun 170/a maddesi olup, anılan maddede taraflar yönünden tazminata yönelik bir hüküm bulunmadığından, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı senette tanzim yeri belirtilmediğinden senedin kambiyo senedi niteliğinin olmadığı ve bu durumun mahkemece re'sen dikkate alınması ve takibin iptal edilmesi gerektiği-
Takip dayanağı çekte lehtarın cirosu bulunmayıp, ciro silsilesi kopuk olduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, çekin, 80.000 TL bedelli olarak verildiği şeklindeki beyanı, borcun 80.000 TL'lik kısmının kabulü anlamında olup çekin 80.000 TL olan bedelinin tahrifat sonucu 180.000 TL'ye dönüştürüldüğü sabit olduğundan borca kısmi itirazın kabulü ile 80.000 TL'sı ve fer'ilerini aşan kısım yönünden İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK'nun 170/a maddesi olduğundan ve anılan maddede tazminat öngörülmediğinden, mahkemece, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde; ''...Davacı taraf ödenmiş olan senedi tekrar tahsil etmek istemektedir. Müvekkilin hiç borcu olmadığından işbu davanın açılma gereği doğmuştur...'' demek suretiyle borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğü görüldüğünden, anılan İİK'nun 170/a-son maddesi hükmü uyarınca, aynı maddenin ikinci fıkrasının olayda uygulanması ve takibe dayanak bononun kambiyo senedi niteliği taşıyıp taşımadığı üzerinde durulmasının mümkün olmadığı-
Borçlunun, takip dosyasına dilekçe sunarak borcu kabul ettiğini, takibe itirazı olmadığını bildirdiği, yine aynı tarihte ödeme taahhüdünde bulunduğu dikkate alındığında, İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca borç kabul edilmiş olup takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Lehtar ve keşideci sıfatının birleşmesi durumunda, düzenlenen senedin, bono niteliğinde sayılmayacağı- Keşideci ve lehtar arasındaki hukuki durumun cirantayı etkilemeyeceği-
Takip dayanağı çekin incelenmesinde, takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almadığı görülmekte ise de çeki ibraz eden kişinin çek alacağını adi yazılı belge ile takip alacaklısına TBK'nun 184. maddesi koşullarında temlik ettiği çeki elinde bulunduran temlik alacaklısının yetkili hamil olduğu anlaşıldığından, mahkemece, alacaklı yetkili hamil kabul edilerek borcu bulunmadığı ve çekte tahrifat yapıldığı itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-