Borçlunun düzenleyen konumunda olduğu, senet üzerinde senet lehtarı 3. kişinin cirosunun yer aldığı, dayanak senette ciro zincirinin şeklen düzgün olup, alacaklının teselsül eden ciro zincirine göre yetkili hamil olduğu anlaşıldığından, borçlunun diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerektiği-
Düzenlenme yeri içermeyen, düzenleyenin adı soyadı altında yazılı olan adreste de belirgin bir idari birimin belirtmediği takibe konu belgenin kambiyo vasfı niteliğinin bulunmadığı, mahkemece, re'sen nazara alınarak İİK. mad. 170/a-2 uyarınca takibin anılan bono yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak senette düzenlenme yeri belirtilmediği gibi, düzenleyenin adının yanında da herhangi bir idari birim adının yazılı olmadığı görüldüğünden, sözü edilen senedin, kambiyo senedi niteliğinde olmadığının anlaşıldığı-
Takip konusu bononun vade tarihinin 21.09.2014 olduğu, dolayısıyla gerekçede kabul edilen tahrifat öncesi tanzim tarihi olan 21.08.2014'ün bononun vade tarihinden sonra olmasına ilişkin değerlendirmenin de isabetsiz olduğu anlaşıldığından, mahkemece; senedin tanzim tarihine ilişkin olarak ileri sürülen biçimde tahrifat yapılıp yapılmadığı konusunda, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli nitelik ve netlikte, uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamında, açıkça; “...tanzim yeri bulunmadığından senedin kambiyo vasfına sahip olmadığı, ... İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği” belirtilmiş olup icra mahkemesince, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen davacının takip dosyasını ödeme suretiyle kapattığı gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğu- Bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması ve borçlu hakkındaki takibin bozma ilamı doğrultusunda iptaline hükmedilmesi gerektiği-
Takip konusu senedin düzenlenme yerinin “D. Beyazıt” olduğu, bu hali ile düzenlenme yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta yer almadığı görüldüğünden, düzenlenme yeri belirlenmeyen bu belgenin kambiyo vasfının bulunmadığı-
Tanzim yeri içermeyen dayanak belgenin, 6102 sayılı TTK'nun 776/f maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında bulunmadığı, borçlu, icra mahkemesine başvurusunda imzaya ve borca itirazı ile birlikte senette tanzim yeri bulunmadığını ileri sürmemiş ise de, Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince bu hususun icra mahkemesince re'sen nazara alınması gerekeceğinden, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Bononun tahrifattan önceki vade tarihinin, senedin tarihinden önce olduğu anlaşıldığından kambiyo vasfını yitirdiği, mahkemece, İİK. mad. 170/a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Çekin, ibraz müddeti içinde muhatap bankaya ibrazı, protesto veya buna denk işlemle belirlendiği takdirde, yasal şekilde ibraz edildiğinin kabulü gerektiği- Takip dayanağı çeklerin arka yüzlerinde, "mahkeme yazısına istinaden işlem görülmediğinin", Banka Şubesince şerh edildiği anlaşıldığından, çeklerin süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmiş oldukları- Mahkemece, borçlu tarafından takip dayanağı çeklerin hamili hakkında menfi tespit davası açılmış ve takip alacaklısı bu davada hasım gösterilmemiş ise de, mahkemece borçlunun ihtiyati tedbir talebi kabul edilerek, takibinin durdurulmasına karar verilmiş olduğu anlaşıldığından, durdurmaya ilişkin ihtiyati tedbir kararının, menfi tespit davasında hasım gösterilmemiş olsa dahi, takip alacaklısı bankayı da bağlayacağı-
Takibe konu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, çekin süresinde ibraz edilmediği ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şeklindeki başvurunun kambiyo hukuku bakımından şikayet niteliğinde olduğu ve 5 günlük süreye tâbi olduğu-