19/11/2015 tarihli takipte, takip dayanağı bononun, 02/10/2014 düzenlenme tarihli olup, vade kaydını taşımadığından görüldüğünde ödenecek bono vasfında olduğu, takip borçlusu, bonoyu düzenleyen (keşideci) olup, düzenlenme tarihinden itibaren 1 yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçildiğine göre, borçlu hakkındaki takipte bir usulsüzlük bulunmamakla, müracaat hakkının düştüğünden bahsedilemeyeceği, bu durumda görüldüğünde ödenecek bono biçiminde düzenlenen senet, kambiyo vasfını yitirmediği gibi, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca mahkemece re'sen denetlenecek bir hususun olmadığı, keşidecinin, senetteki borçtan sorumluğu devam ettiğinden ve dolayısıyla lehtar alacaklının takip yapmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığından takibin bu nedenle iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
"Çekin ibraz kaşesinde karşılıksız şerhinin yazılmadığı" ileri sürülerek yapılan şikayetin kabulüne karar verilmişse de, çek yasal on günlük sürede muhatap bankaya ibraz edildiğinden, yetkili hamil olan alacaklının, anılan çeke dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapabileceği-
Takibe konu olan iki adet bonoda, şikayette bulunan borçlunun, lehtar (birinci ciranta) olduğu görüldüğünden, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu ciranta hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisine ödememe protestosu göndermesinin zorunlu olduğu, icra dosyasında söz konusu bonolar bakımından protesto çekildiğine dair bir belge bulunmadığı görülmekle, alacaklı hamilin takibe dayanak bonolar yönünden cirantaya karşı müracaat hakkını kaybettiği anlaşıldığından, mahkemece, İİK'nun 170/a-2. maddesi hükmü uyarınca bu husus re'sen gözetilerek, alacaklının müracaat hakkını kaybettiği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Senet keşidecisi kooperatifi temsilen imzalanan bonodan "şahsen sorumluluğu olmadığını" ileri süren kişinin yaptığı başvurunun İİK. mad. 169 kapsamında "borca itiraz" niteliğinde olduğu; bu başvurunun İİK'nun 170/a maddesine (borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti) dayalı bir şikayet niteliğinde olmadığı-
Çekin düzenleme yerinin çekte açık ve net biçimde gösterilmesi gerektiği, bu koşula uyulmamış ise o çekin kambiyo senedi olmadığı ve bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği-
Takip dayanağı senette tanzim yeri belirtilmediğinden senedin kambiyo senedi niteliğinin olmadığı ve bu durumun mahkemece re'sen dikkate alınması ve takibin iptal edilmesi gerektiği-
Takip dayanağı senet üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından verilen rapora göre düzenleme tarihinin daha önce rakamla "02.11.2012" iken "2012" rakamının "2011" rakamına dönüştürüldüğü belirtilmiş, bu hali ile düzenleme tarihinin ödeme tarihinden sonra olduğunun tespit edildiği, mahkemece davanın kabulüne deyip takibin iptaline karar verilmemesi infazda tereddüt oluşturacağı için doğru değil ise de, bu hususun bozma sebebi sayılmadığı, ancak mahkemenin takibin iptali kararına esas aldığı yasa hükmü İİK'nun 170/a maddesi olup, anılan maddede taraflar yönünden tazminata yönelik bir hüküm bulunmadığından, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı çekte lehtarın cirosu bulunmayıp, ciro silsilesi kopuk olduğu gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK'nun 170/a maddesi olduğundan ve anılan maddede tazminat öngörülmediğinden, mahkemece, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlunun, çekin, 80.000 TL bedelli olarak verildiği şeklindeki beyanı, borcun 80.000 TL'lik kısmının kabulü anlamında olup çekin 80.000 TL olan bedelinin tahrifat sonucu 180.000 TL'ye dönüştürüldüğü sabit olduğundan borca kısmi itirazın kabulü ile 80.000 TL'sı ve fer'ilerini aşan kısım yönünden İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-