Mahkemece, çift vade içermeleri nedeni ile kambiyo vasfını haiz olmayan, takibe konu senetlerden “8”, “11” ve “12” nolu senetler yönünden, İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, sırf tahrifat tespit edildiği gerekçesi ile takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Hamiline yazılı çeklerde takip alacaklısının ciro silsilesi içerisinde yer almaması halinde ve bankaya ibraz için ciro edenin de son hamil olduğunun belirlenmesi durumunda, takip alacaklısının yetkili hamil olabilmesi için ibraz süresinin geçmesinden sonra adı geçene (temlik hükmünde de olsa) bir cironun varlığının zorunlu olduğu- Çekin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 796. ve 808. maddeleri gereğince; çekin yasal süresinde ödenmek üzere muhataba ibraz edilmesinin zorunlu olduğu, süresinde ibraz edilmiş olan çekin ödenmediğinin, aynı Kanun'un 808/2. maddesi gereğince, muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle "çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla" belirlenmesi halinde, hamilin, cirantalar, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı başvurma hakkının bulunduğu, TTK'nun 809/1. maddesine göre de; çekin, ibraz müddeti içinde muhatap bankaya ibrazı, protesto veya buna denk işlemle belirlendiği takdirde, yasal şekilde ibraz edildiğinin kabulü gerekeceği-
Kısaltılmış olarak yazılan tanzim yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesinin gerekli olduğu-
Takip dayanağı bononun vade tarihinde tahrifat yapılmasının, kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmeyeceği, ancak tahrifat öncesi vade tarihinin, bonoda çift vade oluşmasına sebebiyet vermesi ya da vade tarihinin, düzenlenme tarihinden önce olduğu sonucuna varılması halinde ise, senet kambiyo vasfını kaybedeceğinden İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptali gerekeceği-
Keşideci tarafından ''ciro olunmayacağı'' veya ''emre yazılı olmadığı'' gibi  konacak kayıtlarla, poliçenin cirosunun yasaklanabileceği ve senedi nama yazılı hale getireceği- Bir ciranta tarafından konan kayıt ise sadece o cirantanin ciro ettiği şahıstan sonraki hamillere (senedi ciro ile alan) karşı sorumluluktan kurtaracağı- Ciro edilemez kaydı bulunan çekin kambiyo senedi niteliği etkilenmese de ciro yoluyla devri engelleceği ve sadece alacağın temliki yolu ile devredileceği-
Takibe konu çekin keşide tarihi 31.11.2012 iken çekin keşide tarihinden önce 30.11.2012 tarihinde muhatap bankaya ibraz edildiğinin görüldüğü, çekin ibraz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 3167 sayılı Yasa'nın geçici 3/5. maddesine göre çekin ibrazı geçersiz olduğundan bu çekle ilgili takip yapılamayacağı, mahkemece; takip konusu çekin düzenleme tarihinden önce muhatap bankaya ibraz edilmiş olması ve ciro silsilesinde kopukluk bulunması nedenleriyle, İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Muteriz borçlunun, takibe konu bonoda ciranta konumunda olmasına rağmen, icra takip talebine herhangi bir protesto evrakının eklenmediği ve alacaklı tarafından protesto keşide edilmeksizin anılan borçlu hakkında takibe geçildiği görüldüğünden, alacaklının, takibe dayanak bono yönünden, muteriz borçluyu (cirantayı) takip hakkının bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda mahkemece, protesto koşulunun usulünce yerine getirilmemesi nedeniyle İİK’nun 170/a maddesi uyarınca itiraz eden borçlu (ciranta) yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetçi borçlu takibe konu bonoda lehtar ciranta konumunda olan borçlunun mirasçısı olup, alacaklı tarafından senedi düzenleyene protesto keşide edilmeksizin, borçlu lehtar muris hakkında takibe geçildiği, takip sonrası muris borçlunun kendisine henüz ödeme emri tebliğ edilmeden, itiraz ve şikayet haklarını kullanamadan vefat ettiği, mirasçılarına karşı takibe devam edildiği, ödeme emri tebliği üzerine mirasçı borçlunun icra mahkemesine başvurduğu, bu durumda, alacaklının, takibe dayanak bono yönünden, muris borçluyu (cirantayı), dolayısı ile mirasçısı olan şikayetçi borçluyu takip hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi yollaması ile bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanun'un 714. ve 730. maddeleri uyarınca, belirli bir günde veya düzenleme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesinin, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlı olduğu, alacaklı hamilin, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemeyeceği, alacaklı hamilin, anılan madde koşullarında, senedi düzenleyene protesto keşide etmediği takdirde, lehtar-ciranta olan borçluya karşı müracaat hakkını kaybedeceği, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re'sen araştırılmak zorunda olduğu-