Bononun tahrifattan önceki vade tarihinin, senedin düzenleme tarihinden önce olduğu anlaşıldığından senedin kambiyo vasfı bulunmadığı ve mahkemece, İİK. mad. 170/a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
6.01.2013 düzenleme tarihli bononun üst kısmındaki vade tarihinde yapılan değişikliğin tasdik edilmemesi nedeniyle geçerli olmadığının kabulü gerekmekte olup, bu durumda üst kısımdaki vade tarihinin “16.01.2013” tarihi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bononun metin kısmındaki vade tarihinin ise “16 Ocak 2014” olduğu görülmüş olduğundan çift vade içeren bu senedin, kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı anlaşıldığından, İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptali gerektiği-
Bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle, bozma uyarınca inceleme yapmak ve hüküm tesis etmek konusunda, bozma, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan, bozma ilamına uyan yerel mahkemenin, bozma uyarınca işlem yapmak ve karar vermek zorunda olduğu, o halde, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca, borçlunun diğer itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu keşidecinin, senedin teminat senedi olduğuna yönelik kişisel def'iyi (senet metninden bononun teminat olarak verildiği anlaşılmasa da) bono lehtarı olan alacaklıya karşı ileri sürebileceği- Alacaklı "bononun satım sözleşmesi kapsamında verildiğini" kabul etmekle birlikte bononun teminat amaçlı değil, "malın teslimi karşılığında verildiğini" beyan ettiğinden, bononun satım sözleşmesi kapsamında verildiği taraflar arasında çekişmesiz olup, bu hususun borçlu tarafından yazılı delille ispatına gerek bulunmadığı- Alacaklı tarafından düzenlenen faturanın üzerindeki ibareler ve alacaklı vekilinin borçluya gönderdiği cevabi ihtarnamede açıklamalar da gözetildiğinde, satım sözleşmesi kapsamında verildiği çekişmesiz olan bononun tanzim tarihi ve bedeli ile fatura tarihi ve miktarı aynı olup, faturada satım bedelinin eşit taksitler halinde ödeneceği kararlaştırıldığına göre senedin teminat amaçlı olarak alacaklıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği- Bunun için senet veya fatura üzerinde senedin satım sözleşmesinin teminatı olarak verildiğine ilişkin bir kaydın bulunmasına gerek bulunmadığı- "Takibe konu bononun ön ve arka yüzünde teminat ibaresinin bulunmadığı, senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilmesi için neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerektiği, takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde bono olduğu" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davacı borçlu tahrifat ve ödeme iddiasında bulunmuş olmakla mahkemece öncelikle tahrifat iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu husus açıklığı kavuşturulduktan sonra ödeme iddiası da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, imza incelemesi yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Maddi hataya dayanan bozma kararına uyulmasının usulü müktesep hak teşkil etmeyeceği- Borçluların takip dosyasından 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken bu takibi de kapsayacak şekilde davanın tümden (her iki takip yönünden) reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe konu edilen senette lehtar hanesinde yazılı olan firmanın gerçek ya da tüzel kişiliği olmadığından anılan bono kambiyo senedi vasfını taşımadığından, şikayetçi borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senetlerine mahsuz takipte şikayet yoluna ilişkin kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmayacağı-
HMK. mad. 353/1-b-2 gereğince, davanın esasıyla ilgili olarak; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek "yeniden" esas hakkında karar verileceği- "Yeniden esas hakkında karar verilmeksizin" ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasındaki, "asıl alacağın %20'si oranında tazminatın, davacılardan alınarak davalıya verilmesine" ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmak suretiyle "hükmün düzeltilmesi" şeklinde verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerektiği-
Borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin reddi üzerine kararın borçlu tarafından temyiz edildiği ve bozulduğu, bozma üzerine şikayetin kabulüne ve ödeme emri tebliğ tarihinin ... olarak tespitine hükmedildiği, kararın bu hali ile kesinleştiği anlaşılmakla, kambiyo vasfına ilişkin şikayetin İİK. mad. 170/a ve 168/3 gereğince yasal beş günlük süre içerisinde yapıldığının kabulü gerektiği ve mahkemece, dosyanın geldiği aşama itibariyle istemin süresinde olduğu nazara alınarak, şikayetin esasının incelenmesi gerektiği-