Bonoda “alacaklı” (lehtar) ve “borçlu” (keşideci) sıfatlarının birleşemeyeceği, başka bir deyişle, keşidecinin kendi lehine bono düzenleyemeyeceği-
İcra mahkemesince, İİK.l70/a uyarınca; keşide yeri olarak bonoda gösterilmiş olan yerin “idari birim” niteliğinde olup olmadığının doğrudan doğruya araştırılması gerekeceği; ”idari birim”den maksadın 'il','ilçe','bucak' ve ‘köy’ tüzel kişileri olduğu-
Ödeme emrini alan borçlunun “takip konusu senedin teminat senedi olduğunu” bildirerek icra mahkemesine şikayette bulunmasından sonra, alacaklının takipten feragat etmesinin, icra mahkemesince şikayetçi lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilip hükmedilmeyeceği bakımından yargılamaya devam etmesi gerekeceği-
İİK.170/a maddesine dayalı olarak verilen “takibin iptali” kararının kesinleşmeden infazı gerekeceği; iptal kararının icra dosyasına sunulmamış veya geç sunulmuş olmasının, iptal edilen takip dosyasında, iptal kararından sonra yapılmış olan işlemleri geçerli hale getirmeyeceği-
“Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmayan senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu” iddiasının, icra mahkemesinde yazılı belge ile ispat edilmesi gerekeceği-
Mahkemeye verdiği “cevap dilekçesi”nde “takip konusu senedin teminat senedi olduğu” alacaklı tarafından kabul edilmiş olması halinde, İİK.170/a uyarınca mahkemece “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Alacağı kambiyo senedine bağlı olan alacaklının dilerse «genel haciz yolu ile» takipte bulunabileceği-
“Takip konusu senetlerin/çeklerin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı” ya da “alacaklının bu senetlere/çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı” saptansa dahi, takip borçlusunun borcu kabul edip ödeme iddiasında bulunması (yani; takip konusu borcu kısmen ya da tamamen ödemiş olduğunu belirtmiş olması) halinde, icra mahkemesince -İİK.170/a-II uyarınca- “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-