Bonoda “alacaklı” (lehtar) ve “borçlu” (keşideci) sıfatlarının birleşemeyeceği, başka bir deyişle, keşidecinin kendi lehine bono düzenleyemeyeceği-
Taraflar arasındaki Gayrimenkul Satış Mukavelesi uyarınca “ödeme vasıtası” olarak düzenlendiği anlaşılan senetlerin “teminat senedi” olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilemeyeceği-
Takip konusu çeki, lehtarın cirosu ile ele geçirmiş olan kişinin tekrar bu çeki lehtara ciro etmesi halinde lehtar tarafından çeki kendisine ciro etmiş olan kişi hakkında takip yapılamayacağı-
Çeklerde ibraz süresinin, "keşide yeri"ne göre belirleneceği; keşide yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde, açık olarak gösterilmesi gerekeceği; "keşide yeri" olarak "Ç.Kale"nin yazılmış olmasının yeterli olmaması nedeniyle, belgenin "çek" niteliğinde kabul edilmesi için yeterli olmadığı-
“Taraf ehliyeti”nin, icra mahkemesince re’sen nazara alınacak hususlardan olduğu-
Takip dayanağı belgenin kambiyo senedi niteliğinde bulunmaması halinde, İİK.170a/II uyarınca “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu çekte/bonoda “keşide yeri” olarak yazılı olan “İst.” sözcüğünün (kısaltmasının), İstanbul’u ifade ettiği-
İİK.170/a uyarınca “takibin iptaline” ya da “takibin iptali talebinin reddine” karar verilmesi halinde, ayrıca mahkemece tazminata hükmedilemeyeceği-
İcra mahkemesince, İİK.l70/a uyarınca; keşide yeri olarak bonoda gösterilmiş olan yerin “idari birim” niteliğinde olup olmadığının doğrudan doğruya araştırılması gerekeceği; ”idari birim”den maksadın 'il','ilçe','bucak' ve ‘köy’ tüzel kişileri olduğu-