Davacının, dava dilekçesinde her ne kadar araçtaki ayıp giderilmişse de aracın orjinalliğini kaybettiğini ve bu nedenle araçta değer kaybının meydana geldiğini belirterek bedelden semen indirimi talep ettiği uyuşmazlıkta mahkemece, bilirkişi kurulundan onarım sebebiyle araçta değer kaybının oluşup oluşmadığı yönünde ek rapor alınarak ve bu husus üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Taraflar arasında 57 adet beton silindiri satışı yapıldığı ve bedelinin ödendiği hususunda uyuşmazlık olmadığı- Satım konusu malda üretim hatası bulunduğundan bahisle davacı tarafından davalıya bakım için bir kısım mal iade edilmiş ve bu husus davalının da kabulünde olduğundan süresinde ayıp ihbarı yapıldığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı- Uyuşmazlığın, davalıya bakım için gönderilen 30 adet sevk silindirinin davacının iddiasına göre 22 adedinin iade edilmediği ve davacıda kalan diğer makinelerden 9 adedinin de kullanılamaz olduğu noktasında toplandığı- Davalı tarafın kendisine bakım için gönderilen makinelerden 4 adedinin elinde bulunduğunu beyan ettiğine göre kalan 18 makineyi davacıya iade ettiğini kanıtlamakla yükümlü olduğu- Davacı tarafın ise kullanılamaz durumda olduğunu beyan ettiği 9 adet makinenin da hurda olduğunu ispat etmesi gerektiği-
Bir alacak hakkında daha fazla miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davanın "kısmi dava" olduğu- Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısmının dava edilmesi gerektiği-  Davacı; dava tarihi itibarıyla alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumda olduğundan,  davacı vekili dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirtmiş olsa da mahkemenin davanın belirsiz alacak davası olmayıp kısmi dava olduğu yönündeki kabulünün yasaya uygun olduğu-  Karar, temyiz incelemesi sonucunda bozulduktan sonra artık ıslah yapılamayacağından mahkemece bu gerekçe ile ıslahla artırılan miktarın reddine karar verilmesi gerektiği- Görevsizlik karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davacının davalıdan satın aldığı ham madde ile ürettiği muhtelif malzemelerin 3. kişilere satışından sonra uğradığı zararın tahsiline ilişkin tazminat davasında, davacı taraf davalıdan hammaddeleri aldıktan sonra üretime geçmiş ve üretim aşamasında ham maddelerin gerekli kontrol ve testleri yapılmadığından usulüne uygun bir ayıp ihbarı bulunmadığı ve somut olayda iğfal (ağır kusur) bulunduğu da iddia ve ispat edilemediğine göre davanın reddi gerektiği-
Mahkemece birleşen davada da ayıp iddiası varmış gibi değerlendirme yapılıp süresinde ayıp ihbarı olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın da reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ayıp ihbar sürelerinin, malın ayıplı olup olmadığının tespiti sonrasında tartışılması gerektiği-
Ayıplı malın değiştirilmesi ya da bedelinin iadesi davası-
Ayıplı maldan kaynaklanan alacağın tahsili istemi-
Satım sözleşmesi nedeniyle ayıplı maldan kaynaklanan bedelin tahsili istemi-
Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirilerek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü bulunduğu, diğer durumlarda TBK. mad. 223 hükmünün 2. fıkrasının uygulanacağı- Davacının 8 günlük muayene ve ihbar sürelerine uymamasının ve bu süre içerisinde bir kısım iplik ile numune kumaş üretip, boyayarak sonucuna göre ayıp durumunun bildirilmemiş olmasının davanın sonucuna etkisi tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-