"Kendi satın aldığı parselde inşa edileceği belirtilen havuzun, komşu parselde inşa edildiği, inşaatın ruhsatının bulunmadığı, inşaatın yapıldığı belirtilen alanın belirtilenden düşük olduğu" şeklindeki hususların açık ayıp niteliğinde olduğu- Davacı taşınmazı teslim alırken herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğinden ve talep ettiği hususlar açık ayıp niteliğinde olduğundan, satıma konu taşınmazı kabul edilen davacının ayıp sebebiyle satıcıya rücu hakkını kullanabilmek için TTK md. 25/b.3 gereğince ayıp ihbarında bulunması gerektiği- Taraflar tacir olup davacının satış konusu taşınmazı “hali ile kabul etmiş sayılacağı”, alıcının satıcı aleyhine, satış bedelinden tenzilat yapılması yolundaki haklarının sona erdiği-
Taraflar tacir olup dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 s. TTK. mad. 25/3 maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunulması, açıkça belli değilse malın tesliminden sonra 8 gün içinde muayene ve ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerektiğinden, mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının saptanması gerektiği- Davacı vekilinin dilekçesinde mal bedeli ve kazanç kaybı olarak belirlediği miktarların kendisini bağlayacağı-
Tacir olan davacının TTK ve TBK'da belirtilen sürelerde basiretli bir tacir gibi davranarak ayıp ihbarını yapmadığı ve tanık beyanları dışında ayıp ihbarı yapıldığına dair delil olmadığı gözetilmeden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davalı, davacının verdiği tohumları kendi seralarında ekip, dikilme aşamasına kadar fide haline getirip, fideleri teslim etmeyi, bir bedel karşılığında üstlenmiş olup bu sözleşmenin "satım" sözleşmesi değil, "eser" sözleşmesi niteliğinde olduğu-
Eser sözleşmesinde 818 s. BK. mad. 126/b.4 uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği- Teslim ile ayıbın tespit edilip alacağın muaccel olduğu günden, ıslah tarihine kadar beş (5) yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden,
ayıplı mal teslimi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davanın zamanaşımı süresinde açılmış olduğu-
Hukuki ayıbın davacı tarafından bilindiği ve TTK'nın 25/3 maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediği sabit olduğundan, açılan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekeceği-