İspat külfeti kendisine ait olan alacaklı, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğine göre, mahkemece alacaklının talebi doğrultusunda masrafı alacaklıdan alınmak üzere yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca gidileceği- İmzanın aidiyetinin borçluya ait olup olmadığının belirlenememesi halinde bu durumun borçlu yararına yorumlanması gerektiği-
Mahkemece Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor hükme esas alınarak itirazın reddine karar verilmiş ise de, raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından, bu rapora itibar edilerek sonuca gidilemeyeceği -
Takip konusu senetteki borçlu imzası ile borçlunun mukayese imzaları arasında aynı elden çıktıklarını gösterir yeterlik ve nitelikte bulgu saptanamadığı, rapor içeriğinde imzanın borçlunun eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde kesin bir görüş bildiriminde bulunulmadığından ve takip alacaklısı senedin cirantası olup keşideci borçlu tarafından senede atılan imzaların ona ait olup olmadığını bilecek konumda olmadığından, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
TTK'nun 662. maddesinde zamanaşımını keseceği belirtilen davadan anlaşılması gerekenin, alacaklı tarafından, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde açılmış bir eda davası olup, bu bağlamda, İİK'nun 105. maddesinde şekil bulan geçici aciz vesikasına dayanılarak açılan tasarrufun iptali davalarının TTK'nun 662. maddesinde belirtilen davalardan olmadığı ve zamanaşımını kesmeyeceği-
Alacaklının, bonoyu takibe koymada, ne surette kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu kanıtlanmadığından para cezası ve tazminat ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılmasının mümkün olmadığı - İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınması gerektiği- Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgelerin, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılması gerektiği-
Borçlular tarafından imza itirazında bulunulan belge aynı olduğu ve tüm borçluların itirazları da aynı sebebe dayandığından, tek bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece, her üç borçlu yararına ayrı ayrı %20 oranında tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmadığı- Adli Tıp Kurumunun imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığını tespit edemediği hallerde yeniden bilirkişi raporu istenebileceği-
Borçlunun takibe konu senedin keşide tarihi itibari ile şirketin çift imza ile temsil ve ilzam edildiğini ileri sürdüğü fakat çekin keşide tarihi itibariyle şirketin münferit imzayla temsil edildiği, istem sahibi borçlu tarafından da imzaya itiraz edilmediğinden takibin iptali isteminin reddi gerektiği-
Borçlu tarafından vekil tayin edildiği ve bu vekilin kambiyo senetleri düzenlemeye yetkili kılındığı vekaletnamenin veriliş amacının sadece borçlu ile ilgili işler olduğu, kambiyo senetlerinin de ancak borçlu ile alakalı işlerde düzenlenebileceği bu nedenle imzaya itirazın kabul edilmesi gerektiği-