Borçlu tarafından imzaya itiraz davası ilk açıldığında mahkemece tedbir kararı verilmediğinden, alacaklının haciz talebi üzerine icra müdürlüğünce haciz uygulanmış olup, hacizlerin uygulanmasından sonra (aynı gün) tedbir kararı verildiğinden icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
Vekile açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisi verildiğinden, vekil tarafından düzenlenen çekten dolayı vekalet veren borçlunun sorumlu olacağı, ayrıca çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa dahi, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu-
İcra mahkemesince dosyaya yatan paranın hangi amaçla gönderildiği konusunda tarafların beyanları alınmak ve İdare Mahkemesi'nden araştırma yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı avans yükümlülüğünü yerine getirmemiş olsa da, borçlu tarafından yatırılan gider avansından karşılanmak üzere, itirazı konu imza üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, başkaca bir inceleme yapılmaksızın bilirkişi ücretinin yatırılmadığı gerekçesi ile imza itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Günümüz teknolojik şartlarında yazı ve imzanın yaşının tespitinin mümkün olmadığı ve paraf imza ile düzeltme yazılarının aynı el ve kalem tarafından yapılmasının da zorunlu olmadığı nazara alındığında, paraf imzasının keşide tarihinin gün, ay ve yıl bölümlerinde yapılan tüm değişiklikleri kapsadığının kabulü gerekeceği-Mahkemece kambiyo vasfına ilişkin şikayetin reddine ve borçlunun imza itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı belirlendiğine göre, senet lehtarı olan alacaklı, keşideci borçlu hakkında yaptığı takipte imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğundan ve dolayısıyla senedi takibe koymada en azından ağır kusurlu bulunduğundan, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itirazlarının yanında ayrıca imzaya da itiraz ettiği anlaşıldığından mahkemece imza itirazına ilişkin değerlendirme yapılması gerektiği-
İmzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği bu durumda ispat külfetinin alacaklıda olduğu ve imzanın borçluya ait olduğunun alacaklı tarafından kanıtlanması gerektiği-
Sadece şirket yetkilisi adına vekaletnamesi bulunan avukatın borçlu şirket adına yaptığı itirazın, mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekeceği-
İmzaya itiraz incelemesinde alınan raporda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiş olduğundan ve ispat külfeti kendisinde olan alacaklı da yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğinden; yeniden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-