Mahkemece aldırılan ikinci ve hükme esas alınan son raporda, senetlerdeki imzaların borçluya ait olmadığı yönünde bir belirleme olmadığından, bu raporların ilk bilirkişi raporunun aksini ispata yeterli olmadığı ve alacaklının, imzanın borçluya ait olduğu iddiasını ispatlayamadığı sonucuna varılamayacağı, alınan ilk bilirkişi raporu ile alacaklı, bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kanıtlamış bulunduğundan, mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilen keşideci borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edileceği, İİK’nun 170/son maddesi uyarınca alacaklının tazminatla ve %10'u oranında para cezası ile sorumlu tutulacağı-
Takip alacaklısı, keşideci ile doğrudan ilişki içerisinde olmadığından keşideci adına atılan imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, ciranta olan alacaklının kötüniyetli ya da ağır kusurlu olduğundan söz edilemeyeceği, aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği-
İcra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulduğu ve borçlunun borca ve imzaya itirazının da reddedildiği dikkate alınarak borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına karar verilmesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin HMK 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı- Borçlunun iddiası senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası olduğundan mahkemece, borçlunun itirazının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasının isabetsiz olduğu- O halde mahkemece, İİK'nun 169/a, 170 ve 170/a maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 209. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Borçlunun Cumhuriyet Başsavcılığına başvurusundaki iddiası güvene dayalı senedin verildiği ve borcun ödenmemesi halinde senedin borç miktarı kadar doldurulup takibe konulacağı ancak senedin takibe konu şekilde doldurulduğu iddiası olduğundan borçlunun iddiasının senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası olduğu, mahkemece, İİK'nun 169/a, 170 ve 170/a maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İmza itirazına konu bono ile ilgili olarak alınan ilk bilirkişi raporunda "imzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilemediği", ikinci raporda ise "imzaların borçlunun elinden çıkmış olmasının kuvvetle mümkün ve muhtemel olduğu"nun belirtildiği anlaşıldığından, mahkemece raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan, rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-