Takibe konu çekin keşide tarihi dikkate alındığında yetkili yönünden de İİK.nun 170/3. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 68/a maddesinin 4. fıkrası uyarınca imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken sadece borçlu şirketin diğer yetkilisi yönünden yaptırılan imza incelemesi sonucuna göre imza itirazının kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Yetki sözleşmesi, ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından söz konusu yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı-
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğuracağı-
Senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekeceği, imzaya veya paraf imzasına itiraz halinde ise, yöntemince imza incelemesi yapılması gerekeceği, düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılacağı-
İmzaya yönelik itirazın niteliği itibariyle, imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu, zira, takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu çekteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup; bu iddianın ispat yükünün de alacaklıya düşeceği-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kısmen kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin kabul edilen kısım yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Takip konusu senet üzerinde tahrifat yapıldığının anlaşılması halinde iptal edilmiş olan senet miktarıyla sınırlı olarak alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
İmza incelemesinin fotokopi belgelere dayanılarak yapılmasının mümkün olmadığı, tebligattaki imzanın muhataba ait olup olmadığının tespitinin tebliğ memuru dinlenilmek suretiyle sonuçlandırılamayacağı, imza incelemesinin teknik bir konu olup tanık beyanıyla kanıtlanamayacağı, bu nedenle mahkemece tebliğ memurunun beyanı esas alınarak, itirazın süresinde olduğunun kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, borçlunun imza itirazı kabul edildiğine göre, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-