Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik başvurunun şikayet niteliğinde olup , öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerektiği- Borçlunun, şikayet dilekçesinde, ödeme emrine dair tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihe göre, icra mahkemesine yaptığı başvuru İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşıldığından, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra emrinin ipotek borçlusuna usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebligatı öğrendiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilerek icra emrinin tebliğ tarihinin 23.03.2001 olduğunun tespitine karar verildiği alacaklı şirketin yapılan ikinci ihalede taşınmazı alacağına mahsuben satın aldığı, bu durumda davacı-borçlunun en geç 23.03.2001 tarihinde satış dosyasından haberdar olduğu, icra emrinin ipotek borçlusuna tebligatın usulsüz yapıldığı yönündeki iddianın yerinde olmadığı, tescil yolsuz olmadığından davalının da kötüniyetli olduğunun ileri sürelemeyeceği, dolayısıyla tapu iptal ve tescil isteminin reddi gerekeceği-
İİK.nun 89. maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğine yönelik şikayetin, ancak bu tebligata muttali olunan tarihten itibaren 7 gün içinde yapılabileceği-
Tespit edilen ödeme emrinin tebliğ tarihine nazaran, dava, ödeme emri ile verilen otuz günlük ödeme süresi sona ermeden, hatta henüz başlamadan açıldığından süre yönünden tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK 89/3 uyarınca üçüncü kişinin, kendisine gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi yirmi gün içinde icra dairesine vermesi halinde hakkındaki cebri icra işlemleri, bu dava sonucunda verilen kararın kesinleşmesine kadar duracağından, üçüncü kişinin 89/3 haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemekte hukuki yararının mevcut olduğu-
K. takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı gibi, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Borçluya yapılan ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinde, muhatabın işte olduğunu beyan eden komşunun isim ve soyadının yazılı olmaması nedeniyle tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği, o halde mahkemece şikayetin kabulü ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesinin gerekli olduğu-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, takip dosyasında borçlu, vekil ile temsil edilmekte olduğu halde, borçlu asile ödeme emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, borçlu asile gönderilen ödeme emrinin tebliği işlemi ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal sürenin işlemeye başlamayacağı-
Borçlunun tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi yönündeki talebi aşılarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-