Satış ilanı borçlu vekiline tebliğe hiç çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanamayacağı, yani, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanının tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Şikayet konusu yapılan ödeme emri tebligatının TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu- Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlendiği; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde itirazın kaldırılmasını istemesi gerekeceği, aksi halde bir daha aynı alacaklı için ilamsız takip talebinde bulunamayacağı (İİK. mad. 167/I, 68/I)- İcra mahkemesinin altı aylık sürenin geçip geçmediğini kendiliğinden gözetmek zorunda olduğu, ancak borçlunun itirazı alacaklıya tebliğ edilmeden, anılan hak düşürücü sürenin başlamayacağı-
Tebligatın yasaya uygun olup olmadığının takdir ve tesbitinin, icra memuruna ait bir görev olmadığı-
Borçlunun ev adresi tespit edildiği ve resmi kurumca bildirildiği halde firmasının adresi esas alınarak tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca borçluya tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Davaya konu ihalenin yapıldığı İcra Müdürlüğü’nün dosyasında, satış ilanın, borçlu vekiline tebliğ edildiği, adı geçen vekil tarafından borçlunun vefat ettiği, vekalet görevinin sona erdiğinin bildirilmesi üzerine şikayet konusu yapılan satış ilanı tebligatının TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek davacı borçlu mirasçısına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu-
Şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu görüldüğünden, usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlenmiş; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, mahkemece ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu ileri sürülen “08.02.2012” olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği -
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ilamsız takiplere ilişkin 7 örnek ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik şikayet ve borcun esasına ilişkin olup; başvurunun yasal dayanağı olan 7201 Sayılı Yasanın 32. maddesine göre, tebliğ işlemi usulsüz olsa bile muhatap öğrenmiş ise öğrenme tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı, şikayetçi öğrenme tarihini bildirmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrenmiş sayılacağı ve icra takibinin şekli dikkate alındığında borcun esasına yönelik itirazın ise icra müdürlüğüne yapılması gerekeceği-
Borçlunun tespit edilen adresine tebligatın gönderilmesi gerekirken belirlenen adresin üzerinin karalanması suretiyle tebligat evrakının tahrif edilmesi ve ticaret sicilindeki adrese TK.nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Tebligat muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine gönderiliyorsa bu hususun tebliğ evrakı üzerine yazılması gerekeceği-