Şikayet olunanın haczi düşmeden yasal iki yıllık süre içerisinde önce bir miktar satış avansı yatırarak satış talebinde bulunduğu ve bu durumda haczin düşmüş olduğunu kabul edilemeyeceği- Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklıya taşınmazı devralan kişiden alacaklı olup haciz uygulayan alacaklılardan önce ödeme yapılması gerektiği, taşınmazın haciz tarihi şikayetçinin haciz uyguladığı tarihten sonra olsa bile tasarrufun iptali davasına dayalı olduğundan öncelikli olarak bu alacağın ödenmesi gerektiği- Şikayetçi tarafın şikayet dilekçesinde belirttiği diğer alacaklı olduğu dosyalarda konulan hacizlerden sonra konulmuş haciz bulunmadığından bu dosyalardaki hacizlerin zaten düştüğü, bu itibarla bu dosyaların hacizlerinin değerlendirmeye alınmadığı, tasarrufun iptali nedeniyle şikayet olunanın takip dosyası alacağının öncelikli olmasına dair hususların bu dosyalar için de geçerli olduğu, gerek şikayet olunanın dosyasında taşınmaza konulan ve hala geçerli olan haciz tarihinin, şikayetçi tarafından aynı taşınmaza 2009 yılında konulan hacizden önce olması, gerekse herhalde şikayet olunan haczinin tasarrufun iptali davasına dayalı olması sebebiyle sonraki malikin alacaklılarına önceliğinin bulunması karşısında düzenlenen sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemini inceleme görevinin İİK. mad. 142/1 uyarınca "asliye hukuk mahkemesi"ne ait olduğu- Davacı alacaklıların alacak tutarları ve yargılama giderleri, davalıya ayrılan paydan daha az olduğundan, davacı alacaklıların alacaklarını karşılamaya yeteceği ve bu durumda mahkemece, asıl ve her bir birleşen dava yönünden, davalıya ayrılan payın ilgili dosyadaki yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere önce davacıya ait icra dosyalarına ödenmesi, artan kısım bulunması halinde davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
6352 s. Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği; 6352 sayılı Yasa değişikliğinin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı- Süresinde satış istenmemesi ile yalnız haczin kalkacağı, icra takibinin düşmüş olmayacağı, icra takibinin derdest kalmaya devam edeceği- İİK. mad. 78/son gereğince; yenileme ve yeniden harç yatırılmasının, takibin düşmesi hali için zorunlu olduğu-  Şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada süresinde haciz istenmiş olduğundan, icra müdürünün İİK. mad. 78 uyarınca, takibin muameleden kaldırılması işlemi usul ve yasaya aykırı olup, şikayet olunanın bu memur işlemine karşı şikayet yoluna gitmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmadığı; salt dosyanın takipsiz bırakılması nedeniyle haczin düştüğü sonucuna varılamayacağı- Bir yıllık satış isteme süreci içinde taşınmaz başka bir dosyadan satılmış ise, o tarihe kadar satış talebinde bulunmayanın, satış talebinde ya da o satıştan kendi dosyası için yararlanma talebinde bulunmasına gerek kalmaksızın haczinin ayakta olacağı- Mahcuzun başka bir dosyadan satışının yapılması halinde; satış tarihinde satış isteme süresinin geçmemiş olması kaydıyla haczin düşmesinden söz edilemeyeceği- Haciz tarihinden itibaren yasal satış isteme süresi geçirilmiş olmasına rağmen, yapılan istem üzerine her nasılsa hacizli mal satılmış ise, bu satışın diğer alacaklılar yönünden düşen haczi geçerli hale getirmeyeceği- 11.03.2014 tarihinde satılan taşınmaz ile ilgili şikayet olunanın 20.03.2008 tarihli haczi süresinde satış istenmediğinden düşmüş ise de, 26.03.2013 tarihli haczinin ayakta olduğu; İİK. mad. geçici 10 kapsamında, başlatılan takip işlemi, 26.03.2013 tarihli haciz işlemi olup, bu işlemin tarihi 6352 sayılı Yasa'nın 21. maddesinin yürürlüğe girdiği 05.01.2013 tarihinden sonra olduğundan, bu takip işlemi hakkında değişiklikten sonraki sürenin uygulanması ve haciz tarihinden itibaren satış isteme süresinin 1 yıl olduğunun kabul edilmesi gerektiği; 1 yıla inen satış isteme süresinin 26.03.2014 tarihinde dolmasından önce şikayetçinin süresindeki satış talebi üzerine yapılan 11.03.2014 tarihli satıştan sıra cetvelindeki tek şikayet olunanın yararlanacağı, şikayetçinin 03.07.2013 tarihli haczinin şikayetçi olunanın haczinden sonra olduğu, buna göre sıra cetvelinin bu taşınmaz yönünden doğru olduğu- Diğer taşınmaz ile ilgili şikayet olunanın 26.03.2013 tarihli haczinden itibaren  -6352 sayılı Yasa'nın 21. maddesi ile değişik- İİK. mad. 106 uyarınca, 1 yıllık satış isteme süresi içinde satış talebinde bulunulmadığı ve bu sürenin dolduğu 26.03.2014 tarihinden sonra şikayetçinin alacaklı olduğu dosyada 08.04.2014 tarihinde taşınmazın satıldığı anlaşıldığından, ve o satıştan yararlanma olanağı da kalmadığından bu taşınmaz üzerindeki şikayet olunanın haczi düşmüş olduğu-
Haczedilmiş paranın temlikinin, haciz alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği- Temlik, borçlunun muvafakatine tabi değil ise de, İİK. mad. 86/3 uyarınca "iyiniyet kaidelerine aykırı olarak taşınır mahcuz mal üzerinde üçüncü şahsın iktisap ettiği hakların, alacaklının hacizle o mala taallük eden haklarını ihlâl ettiği nispetle batıl olduğu"- Henüz kesin haciz ve dolayısıyla satış isteme yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin, 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK. mad. 264 uyarınca,, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı- 
Şikayetçinin iddiası takip dayanağı ipoteğin yasal dayanağının olmadığına ilişkin olduğundan, bu iddianın alacağın esası ile ilgili olduğunun kabulü ile davaya bakma görevinin İİK. mad. 142 gereğince genel mahkemelere ait olduğundan icra mahkemesince asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK. mad. 114/1-c ve 115/2. gereğince şikayetin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz tarihlerinin belirlenmesinde belirleyici olanın ise, haciz yapıldığının bildirilme veya bu yazıya verilen cevap tarihi değil, sicile fiilen kayıt tarihi olduğu-  Şikayetçi tarafından 1. sırada yer alan icra dosyasında borçluya yapılan ödeme emrinin usulsüzlüğü ileri sürülmüşse de buna ilişkin yargı kararı bulunmadığından ve satılan taşınmazın tapu kaydından ilk haczin sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan dosyadan, 2. haczin 13. sırada yer alan dosyadan, 3. haczin ise 2. sırada yer alan dosya üzerinden konulduğu, haciz tarihleri dikkate alındığında şikayetçinin 2. sırada yer almayacağı- Birleşen davada şikayetçi alacaklının 2. sırada yer alacağı ancak taşınmazın satış bedelinden ipotek alacağı ödenmesinden kalan miktarın 1. sıradaki dosya alacaklısına ödeneceği ve dolayısıyla da 2. sıradaki dosya alacağa ödeme yapılamayacağı-
Şikayetçi vergi dairesinin diğer takiplerinin borçlu adına olmayıp, borçlunun ortağı olduğu şirketler hakkında olduğu, şirketlerin tasfiye edildiği, şirketten alacağın alınmadığı ve ortağa başvurulabileceği hususunun da vergi dairesince gönderilen belgelerle ispat edilemediği, icra dosyası içerisinde bulunan tapu kaydına göre tapuda işlenen haciz şerhi sırasına göre İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetvelinin yasaya uygun bulunduğu-
Şikayet olunanın şikayete konu olan haczi yasa değişikliğinden önce koydurması nedeniyle satış istemek için gerekli olan satış isteme süresinin bir yıl olduğu şikayetçinin ihtiyati haczinin kesinleşme tarihinin de şikayet olunanın haczinden sonra olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddi yönünde kurulan hükmün isabetli olduğu- 
Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta, icra mahkemesince, ortada bir sıra cetveli olmadığı şeklinde gerekçe kurulmuşsa da, icra müdürlüğünce tanzim edilmiş olan sıra cetveli ile ilgili olarak tarafların delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Sıra cetvelindeki şikayete ilişkin davada, İİK'nın 142. maddesi şikayet alacağının aslına ilişkini olması halinde genel mahkemelerin görevli olduğu- Şikayete konu olayda şikayetçi; sıra cetvelinin 1. sırasında kayıtlı Y.. A..'nın ipoteği temlik aldığını, ancak ipoteğin hükümsüz kalması nedeniyle şikayet olunanın sıra cetvelinde yer almaması gerektiğini iddia ettiğinden, bu iddia alacağın aslına ilişkin olup, alacağın aslına ilişkin bu iddianın çözüm yerinin genel mahkemeler olduğundan bu itibarla mahkemece HMK'nın 114/c, 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği -