Mahkemece, sıra cetveline itiraz davasında karşı dava yolu ile sıra cetveline itiraz edebileceğinin kabulünün, hak düşürücü sürenin karşı dava yolu ile aşılması anlamına geleceği, sıra cetveline karşı hak düşürücü süre içinde karşı davanın açılmadığı gerekçesiyle, süreye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca karşı davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği- Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, senetler ve çeklerin ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemeyecekleri, öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece tanık dinlenemeyeceği ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı, davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Bedeli sıra cetveline konu olan, borçlunun iştirak halinde malik olduğu taşınmazdaki borçluya ait paya, şikayet olunanın alacaklı olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/695 E. sayılı dosyasında, 25.11.2010 tarihinde haciz konulduğu, şikayet olunanın haciz tarihinden itibaren iki yıl içinde, İİK'nın 121. maddesi uyarınca İcra Hukuk Mahkemesi'nden yetki alarak, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davası açtığı, bu nedenle süresi içinde satışın talep edilmiş olduğu ve şikayet olunanın haczi düşmediğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerektiği- Saatte 10da satışı gerçekleştirilen taşınmaza ilişkin gönderilen haciz müzekkeresinin aynı gün 15.40'da tebliğ edilmesi halinde, haczin satış anından sonra konduğunun kabulü gerektiği- Şikayetçinin, satış anı itibariyle haczinin bulunmadığından, dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle sıra cetveline ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin kambiyo senetlerine mahsus yolla bonoya dayanan takibinin İİK. mad. 100 'e dayanamayacağı- Şikayet olunanın ihtiyati haczinin kesin hacze dönüşme tarihi, şikayetçinin ihtiyati haczinin kesin hacze dönüşme tarihinden önce olduğundan şikayet olunanlar yönünden şikayetin reddi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazı devralan borçlunun alacaklıları tarafından uygulanan haczin, iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış olan alacaklıya karşı bir önceliğinin olmadığı-
Konut ve araç kredisi gibi tüketicinin şahsi ihtiyacını karşılayan varlıkları edinme amacıyla kullanılan krediler için gösterilen teminatların, kural olarak sadece bu kredilerden doğan borçlar için teminat teşkil edeceği, bu borçların sona ermesi ile araç ya da konut üzerindeki rehin haklarının sona ereceği; banka müşterisinin diğer ticari kredi borçlarının teminatı olarak kullanılamayacağı, borçlunun hem bedeli paylaşıma konu binek otomobil için ve hem de ticari işleri için krediler kullandığı, bedeli paylaşıma konu araçtan kaynaklanan borcunu ödediği anlaşıldığından, araç üzerindeki rehnin, bankanın ticari kredi ilişkisinden doğmuş veya doğacak alacaklarının teminatını teşkil etmeyeceğinin kabulü gerektiği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK. mad. 89 değil;  İİK. mad. 88 uyarınca, haczedilmesi, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişi elinde mevcut olması gerektiği- Henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczinin mümkün olmadığı- Üçüncü şahıstaki para alacağının da, İİK. mad. 110 hükmüne kıyasen, 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile değişik 106/1. maddesi uyarınca; hacizden itibaren altı aylık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerektiği; yoksa haczin düşeceği- Üçüncü kişi banka nezdinde henüz mevcut olmayan bir paranın, İİK'nın 88. maddesine uygun olarak yazılan müzekkereyle haczi mümkün olmadığı-
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu, davalı alacaklının alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlaması gerekeceği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, senetler ve çeklerin ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece tanık dinlenemeyeceği ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı, davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, bilirkişi aracılığıyla, öncelikle, davacının takibinin dayanağı olan faturaya dayalı alacağının doğum tarihinin, davalının takip tarihinden önce olup olmadığının belirlenmesi, davacının alacağının doğum tarihinin davalının takip tarihinden sonra olduğunun belirlenmesi halinde, davacı, davalıya karşı muvazaa iddiasında bulunamayacağından, davanın reddine karar verilmesi, aksi takdirde, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Talep ya da davacı taleplerinden biri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi ya da dava konusu talepten başka bir konuda karar verilmesi halinde, böyle bir kararı davacı temyiz etmese dahi aleyhine kesin hükmün oluşmayacağı ve davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmayacağı-
İcra takibinde taraf olmayan üçüncü kişinin, taraf olmadığı icra takibindeki alacağın muvazaalı olması sebebiyle -mahkeme ilamı ile iptal edildiğini ileri sürerek- alacaklıya ödenen paranın İİK. mad. 361 gereğince iadesini isteyemeyeceği, bu iddianın ileride sıra cetveli yapılması halinde, sıra cetveline itiraz olarak ileri sürmesi durumunda değerlendirilebileceği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nın 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişi elinde mevcut olması gerektiği, henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczine yasal olanak bulunmadığı, üçüncü şahıstaki para alacağının da İİK 110  kıyasen uygulanarak hacizden itibaren altı aylık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerektiği- Dosyanın borçlusunun, alacaklı olduğu icra dosyasına girecek paralar üzerine haciz koyan şikayetçilerin yasaya uygun bir haczinin olmadığı, buna göre sıra cetvelinde yer alması mümkün olmayan bu şikayetçinin davasının, hukuki yararının bulunmadığı-