Mahkemece, yüksek miktarlar içeren senetlerin mücerret olarak düzenlendiği yönündeki davalı savunmasının dinlenemeyeceği, davalının da aksine senetlerin kendisine intikaline ilişkin senet lehtarı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu ispatlayamadığı, senet lehtarı H.Ç. ile senet borçlusu şirket arasında senet alınmasını gerektiren bir ticari ilişkinin bulunmadığının ticari defter kayıtları ile anlaşıldığı, senetlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
Mahkemece, sıra cetveline konu freze makinesine, şikâyet olunanın kesin haciz uygulandığı, açılmış bir istihkak davası bulunmadığı, satışın bir yıllık süre geçtikten sonra düştüğü gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, şikâyet edilen H. Bankasının taşınmaz üzerindeki haczinin düştüğü gerekçesiyle, birleşen dosyadaki V. Bankasının şikâyetinin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline; asıl dosyadaki TMSF’ nun şikâyetinin ise, İİK.’ nun 268. ve 6183 sayılı yasanın 21/2. maddeleri uyarınca TMSF alacağının kendisinden önce V. Bankası lehine tesis edilen ipoteğe katılma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İtirazın, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, yalnız sıraya ilişkinse icra mahkemesinde ileri sürülmesinin gerekeceği-
Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin şikayet dilekçesine ekli haciz ihbarnamesinde şikayet olunanın adresinin yazılı olduğu görülmekle, mahkemece HMK’nun 114. maddesi gereği dava şartlarının incelenmesi gerekirken, davanın 119/b maddesi gereği açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde mahkemece duruşma açılması ve taraf teşkili sağlanarak alacaklılara savunma hakkı tanınması gerektiği- şikayetçi vekili, sıra cetvelinde pay ayrılan 3,4,5 ve 6.sıradaki dosya alacaklılarının hacizlerinin düştüğünü, müvekkillerinin hacizlerinin devam ettiğini ileri sürdüğünden, ilgili tüm icra dosyalarının getirilerek İİK. mad. 106 ve 110 gereğince, haciz tarihinden itibaren iki (şimdi; bir) yıl içinde satış istenmemesi ve satış için ilgili giderlerin iki yıl içinde yatırılmaması halinde haczin düşeceği, 59.madde hükmüne göre satış giderlerinin yatırılması halinde geçerli bir satış talebinin varlığından sözedilebileceği, taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması ve bu amaçla masraf yatırılmasının satış talebi olarak yorumlanamayacağı ilkeleri üzerinde de durularak karar verilmesi gerektiği-
İİK.’nun 142. maddesine göre, sıra cetveline itirazın alacaklıya tanınan bir hak olduğu, hukuki yararı bulunan her alacaklının sıra cetveline itiraz edebileceği, bu hakkın alacaklılara tanınmış olup, borçlunun kural olarak itiraz hakkının bulunmadığı-
Sıra cetveline itirazın alacaklıya tanınan bir hak olduğu, hukuki yararı bulunan her alacaklının sıra cetveline itiraz edebileceği, bu hak alacaklılara tanınmış olup, borçlunun kural olarak itiraz hakkının bulunmadığı-
İflas kararı verilebilmesi için, usulüne uygun depo emrine rağmen borcun ödenmemesinin gerektiği, depo emrinin, verildiği güne kadar alacağın esası ve eklentileri hesaplanıp buna göre bulunacak miktar üzerinden verilmesinin gerekeceği, ayrıca ödeme süresi ve depo emrine uyulmamasının sonuçlarının da gösterilmesinin gerektiği-
Mahkemece, şikâyet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasında borçlu şirkete posta ile ödeme emri tebliğ edilemese dahi borçlu şirket yetkilisinin icra dairesine gelerek borcu kabul beyanı üzerine takibin kesinleştirildiği ve haciz uygulandığı, takibin kesinleştirilmesinin usulsüz olduğu ve bu tarihte sadece ödeme emrinin tebliğ edildiği varsayılsa bile takip türü itibarıyla 10 günlük ödeme süresinin sonunda takibin kesinleşeceği, şikâyetçinin yaptığı takiplerin kesinleştiği tarihler dikkate alındığında, şikâyet olunanın takibinin şikâyetçinin takibinden önce kesinleştiği için sıra cetvelinde şikâyetçiden önce yer almasının ve buna göre hazırlanan sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-