Satış isteme süresinin kesin haciz tarihinden başlayacağı, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasında süresinde satış istenmiş olmakla haczin ayakta olduğu ve ilk kesin haciz olduğundan sıra cetvelinde birinci sırada pay ayrılmasında bir yanlışlık bulunmadığı-
Sıra cetveline yönelik itirazlarda hem icra hukukuna ve hem de maddi hukuka aykırılık ileri sürülmüşse, öncelikle icra hukukuna ilişkin aykırılık iddialarının incelenmesinin gerekeceği-
Şikayetçinin alacağı, 206. maddenin 4. sırasında yer alan imtiyazlı olmayan alacaklardan olup; İİK’nun 207. maddesi uyarınca aynı sıra içindeki alacaklıların eşit şekilde tatmin edilmeleri gerekmesine göre, şikayetçiler vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2009/2291 Esas sayılı dosyasında takibe yönelik yapılan şikayetin reddedildiği, şikayet olunanın takibinin ve ihtiyati haczinin daha önce kesinleştiği ve sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İtirazın sıraya yönelik olduğu nedeniyle, mahkemenin görevsiz olduğu, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece dikkate alınmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olmasının yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa'nın 141 nci maddesi ile HUMK'nun ve HMK'nun buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı, ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesinin yasa ile hakime yükletilmiş bir ödev olduğu, aksi düşünce ve uygulamanın yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmayacağı-
İİK’nun 138. maddesinde gösterilen ve bütün alacaklıları ilgilendiren haciz, muhafaza ve satış masraflarının hangi dosyalardan yapıldığının tek tek belirlenmesi suretiyle bir karar verilmek gerekeceği-
Sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulüne, reddine, kısmen kabul ya da kısmen reddine karar verilmesi hallerinin tamamında maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, ortak olmasa da limited şirketin kanuni temsilcisinin, kamu alacağı niteliğindeki vergi borcundan dolayı alacağın şirketten ve ortaklarından tahsil edilememiş olması şartı ile sorumlu tutulabileceği, ancak davalı tarafça borçlu şirket aleyhine yapılan takibin sonuçsuz kaldığına ilişkin herhangi bir kayıt, belge ve bilgi sunulmadığından bu sebeple davalı tarafça dava dışı borçlu şahsa karşı yapılan takibe ait haciz iştirakinin geçerliliğinden söz edilemeyeceği-
Şikayetçinin kendi alacağının satış tarihi itibariyle garameye tabi tutulduğunu halbuki garame tarihindeki bedelin nazara alınması gerektiğini iddia ettiği, bu iddianın alacağın esasına yönelik olmayıp sıraya ilişkin olduğu, bu itibarla mahkemece, görevli olduğu dikkate alınarak işin esası incelenip garameye giren şikayetçi alacağının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı belirlenip bir karar verilmesinin gerekeceği-
