İlk haczin Vergi Dairesi’ne ait olması nedeniyle, haciz nedeni olan 2.985,96 TL alacağın satış tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte hesaplanarak satış bedelinden öncelikle karşılanmasının, kalan para olduğu taktirde bunun da şikayetçinin dosyasına ödenmesinin gerektiği, gerekirse, bilirkişiden rapor alınarak Vergi Dairesi alacağının satış tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte ulaştığı miktar belirlendikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
İlk haciz ilamsız takibe müstenitse takip tarihinden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama dayanan alacaklının hacze iştirak edebileceği-
Mahkemece, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 21. maddesi gereği, davacının alacağının sıra cetvelinin 2. sırasında yer alan 2008/362 Esas ile 2008/52 Esas sayılı dosyalara garameten iştiraki gerekirken, 6. sıraya alınmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Şikayet olunan tarafından İcra Müdürlüğü'nün satış talebinin reddine karşı şikayet yoluna başvurulmadığı ve satış avansının da geri alındığı anlaşıldığından, şikayet olunanın süresi içerisinde satış talebinden bulunduğundan söz edilemeyeceği ve haczinin de düşmüş olacağı-
Somut olayda adı geçen bankalara sıra cetvelinde üçüncü sırada yer ayrılmakla, hem üçüncü sıradaki alacak paylarının düşmesi ve hem de dördüncü sıraya kalacak paranın azalması sonucu doğduğundan, davalı bankaların bu düzenlemeden yararlanmasına da yasal olanağın bulunmadığı-
İcra mahkemece dilekçenin görevsizlik nedeniyle reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmek gerekeceği-
Mahkemece, bedeli paylaşıma konu menkul malların şikayet olunan tarafından haczedilmediği, bu nedenle mahcuz malların satışından elde edilen paranın şikayetçiye ödenmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu-
İtirazın kalkmasından itibaren yasal iki (şimdi; bir) yıllık süre içerisinde satış istenmediği ve satış avansının da yatmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin haczi ayakta olmadığından sıra cetveline itiraz edemeyeceği-
Üçüncü kişilerdeki “doğmuş” ya da “doğacak” (müstakbel) hak ve alacaklar nasıl (İİK. mad. 78 veya 88’e göre mi) haczedilebilir? Mahkemece, şikâyet olunanın İİK.’nun 88. maddesine göre borçlunun DSİ. nezdindeki hak ve alacaklarına koydurduğu haczin bu tarih itibarıyla doğmuş bir alacak bulunmadığından geçerli olmadığı, bu durumda geçerli ilk haczin şikâyetçinin İİK.’ nun 89. maddesine göre düzenlenmiş doğmamış alacakları da kapsayacak şekilde olan haciz ihbarnamesine dayalı haciz olduğu gerekçesiyle, şikâyetin kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı- Üçüncü kişilerde hak ve alacakların ne şekilde haczedilebileceğine değinen İİK.’nun 89. maddesindeki yola başvurulmadan, sadece haciz tezkeresi ile konulan haczin İİK. mad. 88 gereğince menkul haczi olarak nitelendirilebileceği ve ancak mevcut bir hak ve alacak üzerine konulabileceği, bir diğer ifade ile üçüncü kişi nezdinde doğacak (beklenen) alacakların tezkere yazılması suretiyle haczinin mümkün olmadığı- Üçüncü kişi nezdinde bulunan alacak için haciz talep edilmesi halinde; haciz tarihi belirlenirken, haciz yazısının yazıldığı tarihin değil, üçüncü kişiye ulaşıp, kayda işlendiği tarihin gözetileceği-
Diğer alacaklıların muvazaadan ari haklarının etkilendiği durumlarda, 4389 sayılı Kanun’a 5020 sayılı Kanun’la eklenen Ek 5. maddede belirtilen bankalar yönünden fon alacaklarının tahsili ile ilgili hükümlerin uygulanmasına ve bu bankaların hacizlerinin 6183 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca ilk hacze iştiraklerine olanak bulunmadığı, somut olayda bu hükmün uygulanması aleyhe sonuç doğurduğundan, şikayetçi bankanın bu düzenlemeden yararlanmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
