Geçit yolu üzerinde davacının kendi taşınmazları varsa, davacıya önel verilerek bunlar arasında akti irtifak sağlanması gerektiği-
Kat mülkiyetine konu bir taşınmaz için yöneticinin dava açmasının mümkün olmadığı, kat maliklerinin tamamının dava açması gerekeceği-
Mahkemece kurulan geçidin, davalıların taşınmazlarından geçirildikten sonra ulaşımı kesintisiz olarak sağlayabilecek genel bir kadastral yola bağlanıp bağlanmadığı denetlenemediğinden gerekirse yeni pafta suretleri getirtilerek kadastral yolların pafta üzerinde işaretlenmesi, umumun kullandığı köy ve kasabalara kadar giden yollarla bağlantı kurulduğu hususu her türlü şüpheden uzak bir biçimde saptanması, bu hususta gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesinin gerekeceği-
Kadasral yol ile davacı taşınmazı arasında kot farkı var ise de davacı taşınmazından iş makinalarıyla makul süre çalışma ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağı bulunup bulunmadığının ayrıntılı şekilde açıklanması gerekeceği-
Dereler nedeniyle geçit genel yola bağlanmamışsa, kesintisizlik ilkesinin zedelenmiş olacağı-
DSİ kanal ve servis yoluna geçitin bağlanabilmesi için durumun DSİ’den sorulması gerekeceği-
Davanın, geçit hakkı kurulması istemine ilişkin olduğu, geçit hakkının, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan aldığı, mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespitinin yapılmasının gerektiği, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibinin dikkatten kaçırılmamasının gerektiği, davacıya ait taşınmaza 19. parselin dışında 21. parsel üzerinden geçit kurulup kurulmayacağının araştırılmamasının hatalı olduğu, öte yandan geçit bedeli hususunda taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçtiğinden hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmamasının da isabetli olmadığı-
Davanın, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkin olduğu, mahkemece, kesin süreye uyulmaması nedeni ile davanın reddine karar verildiği, ancak, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmasının, davanın reddi için bir araç sayılmamasının gerektiği-
Davacıya ait olduğu anlaşılan taşınmazdan ve devamla davalılara ait parsellerin güney sınırını takip etmek suretiyle genel yola ulaşacak güzergah, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine daha uygun olacağından teknik bilirkişiler aracılığı ile açıklanan bu seçenek incelenerek sonuca göre karar verilmesinin gerektiği-
Davanın, geçit irtifakı kurulması istemine ilişkin olduğu, geçit davalarında amacın, geçit ihtiyacında olan taşınmazın genel yolla bağlantısının sağlanması olduğu, oysa, kurulan geçitle davacı parselinin DSİ’ye ait kanal ve yola bağlandığı, civardaki taşınmazların tapu kayıtları getirtilerek mülkiyet durumları belirlenerek, geçidin bağlandığı taşınmazlar DSİ’ye ait ise pafta örneği gönderilmek suretiyle DSİ’ye ait taşınmazdan yol olarak gelip geçme olanağı bulunup bulunmadığını sorup saptamak, istemi bunun sonucuna göre değerlendirmek gerekeceği-