Davalı ile dava dışı arasında yapılan temlik işlemi, eldeki davanın açıldığı tarihten önceki bir döneme ilişkin olup, 6100 sayılı HMK'nın 125/2 maddesindeki düzenlemenin eldeki davada uygulama yerinin bulunmadığı-
Kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsili davasında; davacı tarafın davayı açtıktan sonra taşınmazların tamamını dava dışı şirkete sattığı anlaşıldığından mahkemece, HMK'nın 125/2. maddesi gereği satın alan kişinin de davacı sıfatı ile davaya katılımı sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil dava tarihinden önceki dönem için istenildiğinden, davanın kabulü halinde davacı lehine karar verileceğinden ve davalı da davayı takip etmediğinden ecrimisil isteği bakımından davanın açılmamış sayılacağı-
Davalının paydaşı olduğu komşu taşınmazı satmasının HMK. mad. 125 'in uygulanmasını gerektirmeyeceği, davalının yargılamanın devamı sırasında davacıya ait taşınmazdaki tasarrufuna son verdiği saptanarak elatmanın önlenmesi isteği bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığı ve buna bağlı olarak yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılması ve ecrimisile hükmedilmesi gerektiği- Ecrimisil talep edilen dönemlerde davacı taşınmazda 1/3 oranında paydaş olduğundan ecrimisile payı oranında hükmedilmesi gerektiği-
E.tmanın önlenmesi isteği bakımından, HMK. mad. 125 uyarınca dava açıldıktan sonra davacı, dava konusu taşınmaz parselini  bir başkasına temlik ettiğinden devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada, davacının yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden devam edeceği-
Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkün olduğu; Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemeyeceği; HMK'nın 125. maddesi hükmü doğrultusunda işlem yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığı -
Alacağın yargılama sırasında şirkete temlik edildiği ve davacı bankanın da bu temliki dilekçe ile mahkemeye bildirdiği anlaşıldığından, temlik eden bankanın davada sıfatının kalmadığı, davaya temlik alan şirket tarafından devam edilmesi ve hükmün de temlik alan şirketi bağlayıcı nitelikte oluşturulması gerekeceği-
Davanın görülmekte olduğu sırada dava konusu taşınmazın davacı dışında üçüncü bir kişi adına tapuda kayıtlı olduğu incelenen tapu kaydından anlaşılmakla, taşınmazın yeni maliki yani müddeabihi devralan üçüncü kişinin, devreden davacının yerine geçerek davaya devam edebileceği-
Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı- Önalım davasına konu taşınmazda fiili taksimin bulunduğu anlaşıldığından mahkemece davanın reddi gerektiği-