Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı olarak açılan tescil isteğinin kabulü için yüklenicinin veya onun halefi olan davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre binayı sözleşmeye, amacına, fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmesi halinde şahsi hak kazanılmış olacağından yüklenicinin temlikine dayalı olarak açılan davalarda yapılan inşaatlar devamlılık gösterdiğinden ve her an inşaatın fiziki oranında değişiklik olabileceğinden bu konuda mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın yetersiz olduğu- Davacının yüklenicinin halefi olarak bağımsız bölümü hak kazanıp kazanmadığı saptanılması, noksan işler bedeli arsa sahibine ödenmek üzere TBK mad. 97'de yer alan birlikte ifa kuralı gereğince davacıya depo ettirilmesi, bakiye satış bedeli konusunda davacının sözleşmedeki bedelin tamamını ödediği gözetilerek, dava konusu bağımsız bölümün dava tarihindeki rayiç bedeli belirlendikten sonra satış bedelindeki oranlamaya göre saptanacak bakiye satış bedeli depo ettirildikten sonra yukarıda belirtilen ilkelere uygun inceleme yapılıp, davacının yüklenicinin halefi olarak tescil istemine hak kazanıp kazanmadığı araştırılarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
170 ada 2 parselden ifrazen oluşan taşınmazların yargılama devam ederken dava dışı 3. kişilere satıldığından 6100 sayılı HMK'nin 125/2 maddesine göre, davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece davacı sıfatıyla yeni maliklere ihbar edildikten sonra yeni maliklerin davaya devam etmeleri halinde; İfraz öncesi olan 170 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2897,22 m2’lik kısmının yola, 1374,50 m2lik kısmının parka terkine ilişkin işlemin dayanağı olan tüm bilgi ve belgeler (ifraz krokisi, rızai terke ilişkin resmi senet vs) ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak kamulaştırmasız olarak irtifak geçirilip pilon dikilen alanın bedelsiz olarak kamuya terk edilen alanlarda kalıp kalmadığının tespiti ile sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-
Davacının karar tarihinden önce yargılama sırasında öldüğü nüfus kaydından anlaşıldığından, HMK’nın 125. maddesi uyarınca mirasçılık belgesi alınması ve tüm mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması veya TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci tayini ile davanın temsilci huzurunda görülmesi gerekeceği- Davacı. davanın açıldığı tarihte reşit olduğu halde babası olan diğer davacı velayeten avukata verdiği vekaletnameyle davayı takip ettiğinden davacının davada yer almasının sağlanması, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif üyesi olduğunu iddia eden davacının tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, davacı dilekçesinde ''tapu iptali olmazsa bedelini'' talep ederek terditli dava açmış olup, davacının öncelikli talebi tapu iptali olup, davacının bu talebin yerine gelmemesi halinde ikincil talebi olan alacak talebinden vazgeçtiğine ilişkin herhangi bir beyanı olmadığından, son malikin iyiniyetli olması nedeniyle davacının asıl talebini yerinde görülmediğine göre, diğer davalıların eylemlerinde yolsuzluk bulunduğunun anlaşılması halinde taşınmaz bedelinin bu davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Yargılama sırasında davalının davaya konu bağımsız bölümü dava dışı kişiye devrettiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK'nın 125/2 madde ve fıkrası gereğince işlem yapılması, sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Temlik edenin, temlikten sonraki alacaktan feragat beyanının, temlik edilen ve kendisi açısından tasarruf etme hakkı sona eren kısım bakımından geçerli  olmadığı- Davacıya HMK. mad. 125 uyarınca, alacağın temlik edilen kısmı yönünden davaya temlik eden mi, yoksa temlik alan aleyhine mi devam edileceği sorularak, taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Temlik, karar tarihinden sonra dosyaya bildirildiğinden temlik edenin karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve hükmün onun hakkında kurulmasında bir yanlışlık olmadığı- Temlik işleminden sonra HMK. mad.125 uyarınca davacıya seçim hakkını hangi yönde kullandığının sorulup, sonucuna göre yargılamaya devam edilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Temlik, karar tarihinden sonra dosyaya bildirildiğinden,.temlik eden bankanın karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve hükmün onun hakkında kurulmasında bir yanlışlık olmadığı- Mahkemece HMK.nun 125. maddesi gözetilerek davacıya seçim hakkını hangi yönde kullandığı sorulup, sonucuna göre yargılamaya devam edilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
HMK. mad. 125 uyarınca, hükmün, dava konusunu devralmakla davacı yerine geçen kişiler yönünden kurulması gerektiği-
Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacının isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam edeceği ve bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralanın yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacağı ; isterse de davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştüreceği- Mahkemece davacı vekiline HMK. mad. 125 hükmünde öngörülen seçimlik haklarından hangisini kullandığı sorulup sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi hükmün verilmesinden sonra müddeabihi temlik alanın maddi hatanın düzeltilmesi adı altında yapılan bir işlemle davalı sıfatı ile hükme eklenmesinin de doğru olmadığı-