Bononun cinsi belirtilmeksizin sadece Dolar üzerinden düzenlenmiş olması halinde -Türkiye hudutları dahilinde yaygın olarak kullanılan dolar cinsi Amerikan doları olduğundan- senette borçlanmanın Amerikan doları üzerinden yapılmış olduğunun kabulü gerekeceği—
Tanzim tarihinin, vadeden sonraki bir tarihi kapsaması halinde, senedin «bono» sayılamayacağı—
Muhatap bankaya ibraz edilmiş olan çekin ibrazdan sonra takip alacaklısına temlik cirosu ile ciro edilmemiş olması halinde, takip alacaklısının yetkili hamil sayılmayacağı—
«Rakamla ve yazıyla gösterilen bono bedelleri arasında fark bulunması halinde, yazıyla gösterilen bedele itibar edileceğini» öngören TK’nun 588. maddesinin bonoda iki ayrı vâde tarihinin bulunması halinde uygulanamayacağı (yani; bu durumda yazıyla belirtilen «vâde tarihi»ne itibar edilemeyeceği ve bononun geçersiz olacağı)-
Çeklerde «vâde» olmayacağından, düzenlenen çekte iki tarih bulunması halinde, «önceki tarih»in, «keşide tarihi» olarak kabulü gerekeceği—
Takip alacaklısının, lehtarın bononun arka yüzündeki «beyaz ciro»su ile «yetkili hamil» olacağı—
«31.4.2001» (ya da «29.2.1998», 30.2.1998») gibi gerçekte mevcut olmayan bir tarihin «keşide tarihi» olarak yazılmış olması halinde keşide tarihinin «30.4.2001» (ya da «28.2.1998») olarak -o ayın son günü olarak- algılanması gerekeceği—
Alacaklının takip konusu çek hakkında ibraz süresi içinde çektiği ihtarnamenin «ibraz» yerine geçeceği—
Çeke dayalı takiplerde, alacaklının «ibraz tarihinden itibaren» gecikme faizi isteyebileceği—