Miras bırakandan kalan pay hakkında “iştirak halinde mülkiyet hükümleri” nin uygulanacağı, bu durumda ortaklar arasında “zorunlu dava arkadaşlığı” bulunduğundan, miras bırakandan kalan pay hakkında tek mirasçı tarafından ihalenin feshi davası açılamayacağı, diğer mirasçıların da davaya katılmalarının sağlanması veya muvafakatlerinin alınması ya da miras şirketine temsilci tayin edilmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine konu dava konusu taşınmazın tamamının değeri, keşfen 11.750 TL olarak belirlendiğine göre, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olacağı-
Elbirliği mülkiyetinde, mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının taşınmazın tamamına yayıldığı, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçılardan birinin, diğerlerinden ayrı olarak kendi adına iptal ve tescil isteyemeyeceği, dosya kapsamından, davacının miras bırakana ait mirasçılık belgesinin bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda mirasçılık belgesinin ibrazı için süre verilmesinin gerekeceği, mirasçılık belgesinden, başka mirasçıların da bulunduğunun anlaşılması halinde davacı tek başına bu davayı açamayacağından davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacı tarafın zilyetliğinin 40-50 yıl olduğunu ifade ettiklerine, keşif tarihi itibariyle bu tarihin 1957-1967 yıllarına tekabül etmesine, bu tarihten 25.5.1976 intikal tarihine kadar kazanma için gereken 20 yıllık iktisap süresi dolmadığına göre taşınmazın bu maddeye göre kazanılmasının mümkün olmadığı-
Bir mirasçının elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi olmayıp, tek başına açılan davanın daha sonra değiştirilerek tüm mirasçılar adına yürütülmesi ve aynı dava içerisinde mirasçılar adına tescil istenemeyeceği gibi, diğer mirasçılarında katılması suretiyle davanın sonuçlandırılması mümkün olmayacağından, mahkemece işin esasına girmeksizin davanın usulden reddi gerekeceği-
El­birliği mülkiyetinde iştirakçilerden biri zilyetliğe dayalı olarak tek başına kendi adına tescil isteyemeyeceği-
Tapu sicilinin düzgün tutulması kamu düzenine ilişkin olup, hâkimin de sicilin düzgün oluşturulmasında sorumluluk sahibi olduğu- Davada mahkemece, asıl davanın davacıları ile birleşen davanın davacıları hakkında veraset ilamlarına göre, kök muris ile ara muristen gelen miras payları oranında tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Muris muvazaasına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacı mirasçı kendi miras payına dayanarak dava açtığın­dan, bu dava terekeye ait haklarla ilgili olmadığı ve bu nedenle diğer mirasçıların onayla­rının alınmasına gerek olmadığı-
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazın tapu kaydının düzeltilmesi talepli davalarda görevli mahkemenin taşınmazın tamamının değerine göre belirleneceği-