Elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazda, davaya diğer mirasçıların katılması, muvafakatlarının alınması veya miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi mümkün olmadığı-
Davalı, kendi kiracısı hakkında aldığı tahliye kararını infaz ettirdiği tarihte, taşınmazın kiracının değil, davacının kirası altında olduğu, o halde, bu davalının, aldığı tahliye kararını, kendi kiracısınca boşaltılıp, başkasının (davacının) kullanımına geçen, dolayısıyla artık kiralayan sıfatıyla hak sahibi bulunmadığı taşınmazla ilgili olarak infaz ettirdiği, bu infazın, kanunun tanıdığı bir hakkın kullanılması (kesinleşmiş bir ilamın gereğinin yerine getirilmesi) olarak nitelendirilmesine hukuken olanak bulunmayacağı-
Terekeye veya terekede yer alan bir mala yönelik davaların tüm mirasçılarına karşı açılması gerekeceği–
Miras bırakandan kalan taşınır/taşınmaz hakkında tek başına dava açan mirasçıdan, veraset ilamı istenip diğer mirasçıların da davaya katılmalarının (ya da onaylarının) sağlanması yahut terekeye atanacak temsilcinin davayı takip etmesinin temin edilmesi gerekeceği, bu koşulun dava koşulu olduğu–
Kadastro tesbit tutanakları kesinleşen iştirak halinde mülkiyete tabi taşınmazlar hakkında, on yıllık hak düşürücü süre içerisinde, genel mahkemelerde, bir kısım iştirakçiler tarafından açılan davalarda 3402 sayılı Yasanın 29. maddesinin uygulanma imkanı olmadığından, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınmasının ya da MK.nun 581. maddesi uyarınca, miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesinin gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinde (iştirak halinde mülkiyette), mülkiyetin bir bütün olarak ortakların tümüne ait olduğu, ortaklar arasında «zorunlu dava arkadaşlığı» bulunduğu-
«Muhtesat»ın, tapunun “beyanlar» hanesinde gösterilebilmesi için, arzın sahibinden başkasına ait olması gerektiği, mirasçılar malikten (miras bırakandan) başkası durumunda olmadıklarından, miras bırakan tarafından yapılan muhtesatın «beyanlar» hanesinde gösterilmesinin gerekmediği -
İştirak halinde mülkiyetin, «aralarında ortaklık bağı bulunan kişi-lerin bu ortaklık nedeniyle bir eşyaya birlikte malik olmaları durumu» olduğu, bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği ve mülkiyet konusu şey üzerinde ortakların doğrudan doğruya haklarının bulunmadığı, mül-kiyetin ortakların tümüne ait olduğu -