3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince miras bırakanlar ile tüm mirasçılar bakımından miktar araştırması yapılması, belgesinden taşınmaz edinip edinmediklerinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü’nden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden zilyetliğe dayalı tescil dosyalarının ise bulundukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden değerlendirilmesinin gerekeceği-
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, davada taksime dayanılmamıştır. Mahkemece, taraf teşkili denetlenmeden davanın esasına girilerek hüküm oluşturulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Miras bırakanı ve diğer mirasçılar adına kadastro yolu ile veya açılan tescil davaları sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise, bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğü’nden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davası olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup, bir mirasçının diğer mirasçıya karşı her zaman miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmasının mümkün olduğu, her ne kadar TMK.nun 701 ve 702. maddeleri gereğince muristen kalan taşınmazın elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve aynı Kanun’un 702. maddesinde öngörülen tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır ilkesi söz konusu ise de, mirasçılar arasında açılıp yürüyen davalarda bu kuralın uygulanmadığı, bu ilkenin TMK.nun 702. maddesinde açıklanan oybirliği ilkesinin bir istisnasını oluşturduğu-
Davada elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K. nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Dava mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olup davayı açanlar bakımından sadece miras payı oranında iptal ve tescile karar verilir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre dava konusu parsellerin ortak miras bırakandan kaldığı ancak; terekenin tüm mirasçıların katılımıyla paylaşımın yapılıp yapılmadığı mahkemece tam olarak belirlenemediği gibi paylaşım yapılmış ise kimlere, nerelerin ve hangi parsellerin düştüğü de açıklığa kavuşturulmamıştır. Tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun bir biçimde paylaşım yapılmış ve dava konusu taşınmazlar davacılara düşmüş ise, buna göre değerlendirmenin yapılması, hiç paylaşım yapılmamış ise, taşınmazların TMK.’ nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu düşünülerek koşulların varlığı halinde iptal ve tescil isteyen davacıların miras payı bakımından iptal ve tescile karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususları dikkate almadan oluşturulan mahkeme kararının hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-
Dava konusu taşınmaz elbirliği mülkiyetin konusu olup davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu tespit edilmekle davacının tek başına dava açma ehliyetine sahip olmayıp, davada taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Miras bırakana ait nüfus aile kayıt tablosu ve mirasçılık belgesi istenilerek davacıdan başka mirasçısı bulunup bulunmadığının araştırılması, başka mirasçı bulunduğunun belirlenmesi halinde, HMK. 243 ve 244 uyarınca, taşınmaz başında keşif yapılmak suretiyle dava konusu parsellerin davacıya intikal şeklinin (taksim, bağış vb.) davacı, yerel bilirkişi ve tanıklardan açıkça sorulmak suretiyle tespiti, dava konusu parsellerin terekeden çıktığı ve davacının mülkiyetine geçtiğinin belirlenmesi halinde davanın kabulüne, aksi halde TMK.nun 701 ve 702.maddeleri göz önünde tutularak dava koşulu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde, sadece kendi adına iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davacının taraf ehliyeti sorgulanıp araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Murisin ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı ve davalı dışında başka mirasçıların da kaldığı ve bunların davaya muvafakat etmediklerini açıkladıkları görülmekle; TMK’ nu uyarınca terekeye bir temsilci atanması ve onun katılımıyla davanın sürdürülmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-