TKHK 'nun 3.maddesinin k. bendinde "Kredi veren'in" tanımı yapılmış olup, Gerek öğretide gerekse Yerleşmiş Yargısal içtihatlarda İkrazatçılık faaliyetinin TKHK kapsamında Kredi veren olarak kabulü mümkün olmadığından, dava konusunun, Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girmediği-
Davacı; vekili tarafından taşınmazların satıldığını bilmediğinden ve davalı da hesap verme borcunu kendiliğinden yerine getirmek suretiyle, alacağın varlığından davacıyı haberdar etmediğinden, zaman aşımının taşınmazların satış tarihinden itibaren değil, davacının taşınmazların satıldığını öğrenme tarihinden, yani bu alacağından haberdar olduğu andan itibaren işlemeye başlayacağı-
Taraflar arasında satış şeklinde yapılan temlik işleminin muvazaalı olduğu, tarafların gerçek amacının hibe olduğu ve hibe ile yapılan temlikte önalım hakkının kullanılamayacağı-
Sözleşmede akdin ifası ile birlikte cezai şartın istenebileceğine dair hüküm bulunmadığı ve davalı yüklenicinin ek protokol gereğince teslimde gecikmesine rağmen davacı iş sahibince ifadan vazgeçilerek cezai şart istenmediği ve gecikmiş ifa kabul edildiğinden davanın tümden reddinin gerekeceği-
Kaçak elektriğin kullanıldığı apart otelin faaliyetinin ticari bir iş olması, davalıya karşı davacının tüketici olmaması nedeniyle tüketici mahkemesi değil, genel mahkemelerin görevli olacağı- Haksız fiil, hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir; aboneliğini iptal ettirmeyen ve devrettiği otelde kaçak kullanıma sebebiyet veren abonenin sorumluluğunun devam edeceği-
Kiralayan önceki malik tarafından açılan 2005-2006 dönemine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı, kira tespit davası niteliğinde olmayıp, alacak davası niteliğinde olduğundan, davacı yeni malik, bu mahkeme kararına dayanarak 2007-2008 dönemi kira parasının belirlenmesini isteyemeyeceğinden, davacı tarafından dava konusu edilen, 2007-2008 dönemi kirasının sözleşme hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi ve sorunun bu şekilde çözümlenmesinin gerekeceği-
08.01.2002 Tarihli 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, tüm kamu kurumu ve kuruluşlarında ücretsiz ve indirimli mal ve hizmet satımı yasaklanmış, ancak Bakanlar Kurulu 22/05/2002 tarihli Kararname ile "eğitim vakası" olarak tedavi gören hastalar ile herhangi bir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında olmayıp sağlık gideri hizmetlerini karşılayacak durumda bulunmayan hastaların yasaktan muaf olduğunu belirlediğinden; dava konusu yapılan ücretsiz ve indirimli tedavilerin keyfi olarak yapıldığı da kanıtlanmadığından davanın tümden reddinin gerekeceği-
Davacı, işleten olarak her iki araç bakımından da üçüncü kişi olmadığı gibi kendi üzerinde borçluluk ve alacaklılık sıfatı birleşmiş olup alacaklı ve borçlu sıfatları aynı kişide birleştiğinde borç sona ereceğinden, aracın işleteninin kendi sorumluluğunu üstlenen zorunlu trafik sigortacısından talepte bulunmasının mümkün olmayacağı-
Ceza davasında verilen beraat kararı yönünden hukuk hakimini bağlayacak maddi vakıa, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına "aks milinin kırılması" olgusu neden olduğundan davacının malul kalması ile sonuçlanan trafik kazasının hatalı çeliğin kullanıldığı aks milinin kırılması sonucunda meydana geldiğinin ve davalının araç üreticisi olarak davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğunun kabulü ile zarar miktarının tespiti yönünden yapılacak inceleme ile sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-