Alacaklının icra mahkemesine yaptığı “İİK.’nun 99. maddesinin icra müdürlüğünce yanlış uygulandığı" konusundaki şikayetin, 7 günlük istihkak davasını açma süresini kesmeyeceği-
Borçlu 3. kişinin bankadaki alacağının (mevduatının) bankaya “haciz yazısı” veya “haciz ihbarnamesi” gönderilerek haczedilebileceği; haciz yazısının, İİK’nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı- Bankanın, bu “haciz yazısı” ya da “haciz ihbarnamesi” üzerine “mevduat üzerinde kendilerinin rehin ve hapis hakkı bulunduğunu” ileri sürmesinin, “istihkak iddiası” niteliğinde olduğu; icra müdürlüğünce bu durumda İİK’nun 99. maddesine göre işlem yapılması gerekirken, doğrudan “bankadaki paranın icra dosyasına yatırılmasının” istenemeyeceği-
İİK. 99 gereğince istihkak davası açmak üzere alacaklıya süre verilebilmesi için, hacizli malların borçlu elinde bulunmayıp, haciz sırasında üzerinde mülkiyet iddia eden 3. şahıs elinde bulunması gerekeceği-
Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasından sonra alacaklıya İİK. 99 uyarınca istihkak davası açması için süre verilir, ancak onun tarafından verilen süre içinde istihkak davası açmazsa, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının konusuz kalacağı, çünkü alacaklının üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş haczinde kalkmış sayılacağı-
Tefhimden itibaren temyiz süresinin başlayabilmesi için kısa kararın gerekçeli karara uygun yazılması gerekeceği-
Taşınır mallara ilişkin istihkak davalarında yetkili mahkemenin HUMK.’nun 9. ve 512. maddelerinde belirtilmiş olduğu (Hacizden doğan taşınır mala ilişkin istihkak davası; haciz, icra takibinin yapıldığı yerde konulmuş ise icra takibinin yapıldığı yerde, haciz takip icra dairesinin talimatı üzerine başka bir icra dairesince konulmuş ise hacizli malın bulunduğu yerde, yasada ayrıca öngörülmüş olmadıkça davalının ikametgahının bulunduğu yerde, haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu yer ile hacizli malın bulunduğu yer ve takip yeri ayrı ise hacizli malın bulunduğu yer icra mahkemesinde açılabileceği)-
Takip borçlusunun "istihkak iddiası"nda bulunma hakkı olmasına karşı, "istihkak davası" açma hakkı bulunmadığı-
Şirketler arasında, akraba olan olan ortaklar nedeniyle yakın bir bağ bulunduğundan, mahkemece alacaklı tarafından açılmış olan "istihkak iddiasının reddi"ne ilişkin davanın kabulü yerine reddedilmiş olmasının isabetli olmadığı-